Boşanma süreci, eşler için olduğu kadar, müşterek çocuklar için de hayatın en zorlu dönemeçlerinden biridir. Türk hukuk sisteminde, boşanma sonrası çocuğun velayetinin kime verileceği konusu, uzun yıllar boyunca “tek başına velayet” ilkesi çerçevesinde ele alınmıştır. Bu ilkeye göre, velayet hakkı ya anneye ya da babaya verilir, diğer eşe ise çocukla kişisel ilişki kurma hakkı tanınırdı. Ancak son yıllarda, hem uluslararası sözleşmelerin etkisi hem de Yargıtay’ın değişen içtihatları ile birlikte, ortak velayet kurumu Türk aile hukukunda giderek daha fazla kabul görmeye başlamıştır. Ortak velayet, boşanmanın ebeveynlik rolünü sona erdirmediği felsefesine dayanan, çocuğun her iki ebeveynin de aktif katılımıyla büyümesini hedefleyen modern ve çocuk odaklı bir yaklaşımdır.
Ortak Velayet Nedir? Tek Başına Velayetten Farkları Nelerdir?
Ortak velayet, boşanmış olsalar dahi anne ve babanın, çocuğun bakımı, eğitimi, sağlığı ve geleceği ile ilgili önemli kararları birlikte almaya ve sorumlulukları ortaklaşa üstlenmeye devam etmeleridir. Bu modelde, ebeveynlerden hiçbiri diğerine üstün kılınmaz; ebeveynlik hak ve görevleri evlilik birliğindeki gibi devam eder.
Temel Farklılıklar: Bir Karşılaştırma
Ortak velayet ile tek başına velayet arasındaki temel farkları anlamak, konunun felsefesini kavramak açısından önemlidir. Aşağıdaki tablo bu farkları özetlemektedir:
Özellik | Tek Başına Velayet (Geleneksel Model) | Ortak Velayet (Modern Model) |
---|---|---|
Karar Alma Yetkisi | Çocuğun okulu, tedavisi, din eğitimi gibi tüm önemli kararları velayet sahibi ebeveyn tek başına alır. | Tüm önemli kararlar, anne ve baba tarafından ortaklaşa ve fikir birliğiyle alınmalıdır. |
Diğer Ebeveynin Rolü | Velayet sahibi olmayan ebeveyn, mahkemenin belirlediği zamanlarda çocukla “kişisel ilişki kurma” hakkına sahiptir. | Diğer ebeveyn pasif bir ziyaretçi değil, çocuğun hayatında aktif bir karar verici ve sorumlu bir “ortak ebeveyn”dir. |
İletişim | Ebeveynler arası iletişim, genellikle kişisel ilişki günlerinin düzenlenmesiyle sınırlı kalabilir. | Çocuğun menfaati için ebeveynler arasında sürekli ve sağlıklı bir iletişim ve iş birliği zorunludur. |
Ortak Velayetin Hukuki Dayanakları: Kanundaki Boşluk Nasıl Aşıldı?
Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) velayete ilişkin maddelerinde “ortak velayet” ifadesi açıkça yer almamaktadır. Uzun yıllar boyunca hukukçular ve mahkemeler, bu sessizliği “kanun ortak velayete izin vermiyor” şeklinde yorumlamıştır. Ancak bu katı yorum, özellikle iki önemli hukuki gelişme ile aşılmıştır.
1. Uluslararası Sözleşmelerin Etkisi
Türkiye’nin de taraf olduğu ve Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca kanun hükmünde olan “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 7 No’lu Protokol”ün 5. maddesi, “Eşler, evlilikte ve evliliğin sona ermesi durumunda, çocuklarıyla olan ilişkilerinde de birbirleriyle ve çocuklarıyla özel hukuk niteliğindeki hak ve sorumluluklar açısından eşittir” hükmünü içermektedir. Bu madde, boşanma sonrasında da eşlerin çocuklarına karşı sorumluluklarının eşit olduğunu vurgulayarak ortak velayet için uluslararası bir hukuki zemin oluşturmuştur.
2. Yargıtay’ın İçtihatları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, önceleri sadece taraflardan birinin yabancı olduğu davalarda, daha sonra ise tamamen Türk vatandaşı olan taraflar arasındaki davalarda, yukarıda belirtilen uluslararası sözleşmeyi ve kamu düzeni kavramını yeniden yorumlayarak içtihat değişikliğine gitmiştir. Yargıtay, TMK’da açık bir yasak bulunmamasının ve uluslararası sözleşmelerin amir hükmünün, eğer “çocuğun üstün yararı” gerektiriyorsa, ortak velayete karar verilebileceği anlamına geldiğini belirtmiştir. Bu kararlar, ortak velayetin kapılarını Türk aile hukuku için ardına kadar açmıştır.
Ortak Velayet Kararı Verilebilmesinin Şartları
Aile Mahkemesi hakimi, bir boşanma davasında ortak velayete karar verirken, ebeveynlerin taleplerinden daha çok çocuğun menfaatini gözeten belirli kriterleri arar.
Anahtar Prensip: Çocuğun Üstün Yararı
Tüm velayet davalarında olduğu gibi, ortak velayetin de temel ve vazgeçilmez koşulu, bu düzenlemenin çocuğun üstün yararına hizmet etmesidir. Hakim, “Ortak velayet bu çocuk için tek başına velayetten daha mı faydalı olacak?” sorusuna net bir cevap bulmalıdır. Ebeveynlerin sırf kendi istedikleri için değil, çocuklarının bu düzende daha sağlıklı ve mutlu büyüyeceğine mahkemeyi ikna etmeleri gerekir.
“Çocuğun Üstün Yararı” Ne Anlama Gelir?
Bu ilke, somut ve soyut birçok faktörün bir arada değerlendirilmesini gerektirir. Hakim, karar verirken şu gibi unsurları göz önünde bulundurur:
- Çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal ve ahlaki gelişiminin en iyi şekilde nerede ve nasıl sağlanacağı.
- Çocuğun her iki ebeveyniyle olan duygusal bağının korunması ve geliştirilmesi.
- Kardeşleriyle olan ilişkilerinin devamlılığı.
- Çocuğun alıştığı sosyal çevrenin (okul, arkadaşlar vb.) korunarak yaşamında istikrarın sağlanması.
- Yeterli idrak yaşına sahipse (genellikle 8 yaş ve üstü), çocuğun kendi istek ve düşüncelerinin dinlenmesi.
Diğer Önemli Kriterler
Çocuğun üstün yararı ilkesini destekleyen diğer koşullar şunlardır:
- Ebeveynlerin Talebi ve Anlaşması: Özellikle anlaşmalı boşanmalarda, tarafların bu konuda hemfikir olması ve iş birliği yapma niyetleri, hakimin kararını olumlu etkileyen en güçlü faktördür.
- Ebeveynler Arası Minimum Düzeyde İş Birliği ve İletişim: Ebeveynlerin, çocukla ilgili konularda birbirleriyle medeni bir şekilde iletişim kurabilme ve ortak karar alabilme potansiyeline sahip olmaları gerekir. Sürekli çatışma halinde olan ebeveynler arasında ortak velayet, çocuk için bir fayda değil, bir eziyet haline gelebilir.
- Fiili Koşulların Uygunluğu: Ebeveynlerin birbirine yakın yerlerde yaşaması, çocuğun okul ve sosyal yaşamının aksamaması için önemli bir pratik koşuldur.
Farklı Boşanma Türlerinde Ortak Velayet Uygulaması
Ortak velayet, hem tarafların boşanmanın tüm sonuçlarında anlaştığı “anlaşmalı” boşanmalarda hem de tarafların velayet dahil diğer konularda çekişme yaşadığı “çekişmeli” boşanmalarda gündeme gelebilir. Ancak her iki dava türünde de hakimin yaklaşımı ve aradığı şartlar farklılık gösterebilir.
Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet
Ortak velayetin en sık ve en sorunsuz şekilde uygulandığı dava türü anlaşmalı boşanmalardır. Bu durumda, boşanmak isteyen eşler, hazırladıkları “anlaşmalı boşanma protokolü” içerisinde velayetin ortak olarak yürütüleceği konusunda açıkça mutabık kaldıklarını belirtirler. Protokolde sadece “velayet ortak olacaktır” demek yerine, uygulamanın nasıl olacağına dair temel çerçeveyi çizmeleri tavsiye edilir. Örneğin:
- Çocuğun yerleşim yerinin (ikametgahının) hangi ebeveynin yanı olacağı.
- Diğer ebeveyn ile kişisel ilişkinin (hafta sonları, sömestr, yaz tatili vb.) nasıl düzenleneceği.
- Eğitim ve sağlık gibi temel konularda kararların nasıl alınacağı.
- İştirak nafakası ödenip ödenmeyeceği ve miktarı.
Hakim, bu protokolü incelerken sadece tarafların anlaşmış olmasını yeterli görmez. Protokoldeki ortak velayet düzenlemesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığını denetler. Eğer düzenlemeyi çocuğun menfaatine uygun bulursa, protokolü onayarak ortak velayete karar verir.
Çekişmeli Boşanmada Ortak Velayet
Bu konu, Türk hukukundaki en yeni ve en önemli gelişmelerden biridir. Eskiden, taraflar boşanmada çekişme yaşıyorsa ortak velayete karar verilmesi neredeyse imkansızdı. Ancak Yargıtay’ın güncel kararları bu kapıyı aralamıştır. Çekişmeli bir boşanmada ortak velayete karar verilebilmesi için iki temel senaryo düşünülebilir:
- Tarafların Sadece Velayet Konusunda Anlaşması: Eşler, mal paylaşımı, tazminat veya nafaka gibi konularda anlaşamayıp dava yoluyla mücadele etseler de, çocuklarının geleceği için velayetin ortak yürütülmesi konusunda hemfikir olabilirler. Bu durumu mahkemeye bildirdiklerinde, hakim diğer şartları da değerlendirerek ortak velayete karar verebilir.
- Hakimin Re’sen (Kendiliğinden) Takdiri: En çığır açıcı gelişme budur. Yargıtay, artık taraflardan biri istemese dahi, eğer dosya kapsamındaki tüm deliller (sosyal inceleme raporu, uzman görüşleri, tanık beyanları, çocuğun beyanı vb.) ortak velayetin çocuğun menfaatine olacağını gösteriyorsa, hakimin re’sen ortak velayete karar verebileceğini kabul etmektedir. Bu durumda hakimin, ebeveynler arasındaki çekişmenin, çocuğun temel ihtiyaçları konusunda iş birliği yapmalarına engel olmayacak düzeyde olduğuna kanaat getirmesi gerekir.
Ortak Velayetin Kapsamı ve Uygulamadaki Detaylar
Ortak velayet kararının ardından, ebeveynlerin hayatlarını bu yeni düzene göre organize etmeleri gerekir. Kararın pratikte ne anlama geldiğini bilmek, olası anlaşmazlıkları en aza indirir.
Hangi Kararlar Ortak Alınır?
Günlük, rutin ve basit kararlar (örneğin o gün ne yiyeceği, hangi parka gideceği) çocuğun o an yanında olduğu ebeveyn tarafından alınabilir. Ancak çocuğun geleceğini etkileyen önemli kararlar mutlaka ortak alınmalıdır:
- Eğitimi (okul seçimi, özel ders, kurslar)
- Sağlığı (acil durumlar hariç önemli tıbbi operasyonlar, tedavi yöntemleri)
- İkametgahının değiştirilmesi (başka bir şehre veya ülkeye taşınma)
- Dini eğitimi ve yönlendirilmesi
- Pasaport çıkarılması veya yurt dışına seyahatleri
- Malvarlığının yönetimi
İkametgah, Kişisel İlişki ve İştirak Nafakası
Ortak velayet, çocuğun zamanının %50 anne – %50 baba yanında geçireceği anlamına gelmek zorunda değildir. Çocuğun yaşamındaki istikrarı (okul düzeni vb.) sağlamak adına, genellikle bir ebeveynin evi çocuğun “yerleşim yeri” olarak belirlenir. Diğer ebeveyn ile çocuk arasındaki ilişki ise, tıpkı tek başına velayette olduğu gibi, detaylı bir “kişisel ilişki takvimi” ile düzenlenir. Bu takvim, tarafların anlaşmasına ve çocuğun durumuna göre esnek bir şekilde (örneğin genişletilmiş hafta sonları, hafta içi yatılı kalmalar şeklinde) belirlenebilir.
Ayrıca, ortak velayet iştirak nafakası yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Çocuğun giderleri (eğitim, sağlık, barınma, gıda vb.) ortaktır. Mahkeme, ebeveynlerin ekonomik durumlarını ve çocukla geçirdikleri zamanı göz önünde bulundurarak, mali gücü daha yüksek olan ebeveynin diğerine çocuğun giderlerine katılım amacıyla iştirak nafakası ödemesine karar verebilir.
Ortak Velayet Kararının Değiştirilmesi veya Kaldırılması
Hiçbir velayet kararı ömür boyu kesin ve değişmez değildir. Ortak velayet kararından sonra, koşullarda esaslı bir değişiklik olması ve bu değişikliğin çocuğun menfaatini olumsuz etkilemesi durumunda, taraflardan her biri Aile Mahkemesi’ne başvurarak ortak velayetin kaldırılıp tek başına velayete dönüştürülmesini veya mevcut uygulamanın değiştirilmesini talep edebilir. Bu duruma örnek olarak; ebeveynlerden birinin başka bir şehre taşınması, aralarındaki iletişimin tamamen kopması ve bunun çocuğa zarar vermesi veya ebeveynlerden birinin velayet görevini ihmal etmesi gösterilebilir. Mahkeme, kararını verirken yine tek bir kritere bakacaktır: Çocuk için en iyisi nedir?
Sonuç
Ortak velayet, Türk aile hukukunda boşanmaya ilişkin zihniyetin “kazanan/kaybeden” ebeveyn anlayışından, “iş birliği yapan ortak ebeveyn” anlayışına doğru evrildiğini gösteren en önemli adımdır. Bu kurum, boşanmanın sadece eşler arasındaki evlilik ilişkisini bitirdiğini, ancak anne ve babalık rolünün ömür boyu devam ettiğini kabul eder. Başarısı, kanun maddelerinden çok, ebeveynlerin kendi anlaşmazlıklarını bir kenara bırakıp, çocuklarının mutluluğu ve esenliği için asgari düzeyde de olsa bir araya gelebilme olgunluğuna bağlıdır.
Hocam merhaba biz eşimle ayrılıyoruz ama ben farklı şehirde ailemle yaşıyorum boşanma olduğu zaman ortak velayet yapmak istiyorum farklı şehirde olursam ortak velayet olabiliyor mu konu hakkında bilgilendirirseniz çok sevinirim.
Merhaba Ayşegül Hanım, hukukumuzda yeni bir müessese olan ortak velayet hakkında hukuk danışmanlığı almanızın daha yararlı olacağı kanaatindeyiz. Dilerseniz (242) 242 1 242 numaralı hattımız üzerinden hukuk büromuzla irtibata geçebilir; aile hukuku uzmanı avukatlarımızdan danışmanlık alabilirsiniz.
merhaba, evlilik süreci boyunca kadın, erkeğin ölen eşinden doğma reşit olmayan çocuğunun velayetini alabilir mi? Yani üvey evladının velayetini. Eğer alırsa boşanma halinde velayet hakkı kadının elinden otomatik olarak alınır mı? Yoksa bir mahkeme süreciyle üvey evladın velayetine mi karar verilir? Üvey annenin boşansa bile velayet için şansı var mıdır?
Merhaba Gülizar Hanım. İfade ettiğiniz konu hakkında net bilgi verebilmemiz için durumu etraflıca izah etmemiz icap eder. Dilerseniz ofisimizle irtibat kurabilir; danışmanlık hizmetimizden faydalanabilirsiniz. İyi günler dileriz.
Öncelikle mrb biz eşimle 2023 senesinde anlaşmalı olarak boşandık çocukların velayeti ortak fakat ikamet velayetleri annede yani bende bu süreçte bende çocuklarımla il dışına taşındım eşim büyük kizimi almak istediğini söyledi böyle bir durum mümkünmü çocuğumu görmek için alıp götürürse geri getirmezse çocuğumu polis eşliğinde alabilir miyim ve çocuklarım için velayet davası açmama gerek var mı??
Merhaba! Eşinizin büyük kızınızı alıp götürmesi durumunda, çocuğun velayeti sizde olduğu için bu durumu kabul etmeniz gerekmez. Eşiniz çocuğunuzu görmek amacıyla alıp götürebilir, ancak velayeti ihlal ederse geri getirmemesi durumunda yasal yollarla çocuğunuzu geri alabilirsiniz. Velayet davası açmanıza gerek olabilir; bu süreçte bir avukattan hukuki destek almanız faydalı olacaktır. İyi günler dileriz.
Merhaba ben ben boşanma sürecindeyim eski eşim velayet konusunda anlaşmazlık çıkarıyor ben de ortak vekalet kararı aldım çocuk 2 yaşında erkek çocuğu ortak vekalet çocuk kaç yaşında olduğunda oluyor Bir de ortak vekalet olduğunda eski eşimle sürekli çocuğun hastanesi okuluydu hep yan yana mı gelmek zorunda kalcaz böyle bişey duydum açıkçası istemem bu şekildeyse ortak vekalet
Merhaba, Türk hukuk sisteminde ‘ortak velayet’ kavramı son yıllarda tanınmaya başlamıştır. Ortak velayet için çocuğun belirli bir yaş sınırı yoktur, her yaşta uygulanabilir. Çocuğunuzun eğitim, sağlık gibi önemli kararlarını birlikte almanız gerekir, ancak bu her zaman fiziksel olarak bir araya gelmeniz gerektiği anlamına gelmez. Önemli olan iletişim kurabilmenizdir. Mahkeme kararınızda detaylar belirtilmiş olmalıdır. Daha detaylı inceleme için hukuki danışmanlık almanızı öneririm. İyi günler dileriz.