Günlük hayattan ticari ilişkilere, iş sözleşmelerinden kira kontratlarına kadar hayatımızın her alanı, irade beyanlarımızı ve anlaşmalarımızı kayıt altına alan belgeler üzerine kuruludur. Bu belgelerin doğruluğuna ve güvenilirliğine duyulan inanç, toplumsal düzenin ve hukuki işlemlerin sorunsuzca yürümesinin temelini oluşturur.
İşte bu güveni kasten sarsan, başkalarını aldatarak haksız bir menfaat elde etmek veya bir zarara yol açmak amacıyla belge içeriğini değiştiren veya sahte bir belge üreten eylemler, ceza hukuku tarafından yaptırıma bağlanmıştır. Türk Ceza Kanunu (TCK), bu eylemleri belgelerin niteliğine göre iki ana başlıkta ele alır: “Resmi Belgede Sahtecilik” (TCK 204) ve “Özel Belgede Sahtecilik” (TCK 207).
Suçun Hukuki Niteliği: “Özel Belge” Nedir?
Özel belgede sahtecilik suçunu anlayabilmek için öncelikle “özel belge” kavramını netleştirmek gerekir. Hukuken, bir kamu görevlisi tarafından görevi gereği, kanunların öngördüğü usule uygun olarak düzenlenmiş belgeler “resmi belge” kabul edilir (nüfus cüzdanı, pasaport, mahkeme kararı, noter senedi gibi). Bu tanımın dışında kalan, yani kamu gücü ve otoritesi taşımayan, kişilerin veya özel hukuk tüzel kişilerinin (şirketler, dernekler vb.) kendi aralarındaki hukuki ilişkileri düzenlemek veya ispatlamak için oluşturdukları her türlü yazılı metin özel belge niteliğindedir.
Uygulamada en sık karşılaşılan özel belge örnekleri şunlardır:
- Kira sözleşmeleri, satış sözleşmeleri, hizmet sözleşmeleri
- Faturalar, sevk irsaliyeleri, gider pusulaları
- Adi borç senetleri (bono veya çek niteliği taşımayan)
- Özel doktor raporları, özel okul diplomaları
- Şirketlerin karar defterleri, ortaklık sözleşmeleri
- İbraname, feragatname gibi belgeler
Bir yazının hukuken “belge” sayılabilmesi için yazılı olması, düzenleyeninin kim olduğunun en azından metinden anlaşılabilir olması ve hukuki bir sonuç doğurmaya yönelik bir içerik taşıması gerekir.
Özel Belgede Sahtecilik Suçunun Unsurları (TCK 207)
TCK 207. madde, bu suçu iki temel eylem üzerinden tanımlar: Sahte bir özel belgeyi düzenlemek ve bu sahte belgeyi kullanmak. Suçun oluşabilmesi için kanunun aradığı şartların bir arada bulunması zorunludur.
1. Maddi Unsur: Sahte Olarak Düzenleme, Değiştirme ve “KULLANMA”
Suçun maddi unsuru, yani dış dünyada görülen eylem, iki seçimlik hareketle gerçekleşir:
- Bir Özel Belgeyi Sahte Olarak Düzenlemek: Belgeyi, sanki bir başkası tarafından düzenlenmiş gibi sıfırdan oluşturmaktır. Örneğin, mevcut olmayan bir kira ilişkisini varmış gibi göstermek için sahte imzalarla bir kira kontratı hazırlamak.
- Gerçek Bir Özel Belgeyi Değiştirmek: Var olan ve aslında gerçek olan bir belge üzerindeki bilgileri, başkalarını aldatacak şekilde silmek, eklemek veya tahrif etmektir. Örneğin, bir masraf fişindeki rakamı daha yüksek göstermek için değiştirmek veya bir sözleşmeye sonradan karşı tarafın haberi olmadan bir madde eklemek.
En Kritik Şart: “KULLANMA” Zorunluluğu
Özel belgede sahtecilik suçunu, resmi belgede sahtecilikten ayıran en temel ve en önemli fark budur. Resmi belgede sahtecilikte, sahte belgeyi “oluşturmak” tek başına suçun tamamlanması için yeterlidir. Ancak özel belgede sahtecilikte, belgeyi sahte olarak düzenleyen veya değiştiren kişinin cezalandırılabilmesi için, o belgeyi aynı zamanda “kullanması” da gerekir. Sadece sahte bir sözleşme hazırlayıp çekmecede saklamak bu suçu oluşturmaz. Suç, ancak bu sahte belgenin hukuki bir sonuç doğurmak amacıyla bir kişiye, kuruma veya mahkemeye ibraz edilmesiyle, yani “kullanılmasıyla” tamamlanır.
2. Aldatma Yeteneği (İğfal Kabiliyeti)
Her türlü sahtecilik suçunda olduğu gibi, özel belgede sahtecilikte de, oluşturulan sahte belgenin “aldatma yeteneğine” sahip olması gerekir. Yani, belgedeki sahteciliğin ilk bakışta ve kolayca anlaşılamayacak, ortalama bir insanı yanıltabilecek nitelikte olması şarttır. Herkesin kolayca sahte olduğunu anlayabileceği kaba bir fotokopi veya bariz bir tahrifat, aldatma yeteneği olmadığı için bu suçu oluşturmaz. Mahkeme, bu niteliğin varlığını bir bilirkişi incelemesiyle veya kendisi dosya üzerinden tespit eder.
3. Zarar Olasılığı
Sahte belgenin kullanılmasının, somut bir zarara yol açması şart değildir. Ancak, belgenin niteliği itibarıyla bir başkası için zarar doğurma potansiyeli taşıması zorunludur. Eğer kullanılan sahte belgenin hukuken hiçbir zarar doğurma ihtimali yoksa, suçun unsurları oluşmamış sayılır.
4. Sahte Özel Belgeyi Bilerek Kullanma Suçu (TCK 207/2)
Kanun, sadece belgeyi sahte olarak üreteni değil, belgeyi üretmese bile sahte olduğunu bilerek kullanan kişiyi de aynı şekilde cezalandırır. Örneğin, bir başkasının kendisi için hazırladığı sahte bir diploma veya tecrübe belgesini, iş başvurusunda bilerek kullanan kişi, TCK 207/2 uyarınca özel belgede sahtecilik suçunu işlemiş olur.
Özel Belgede Sahtecilik Suçunun Formülü
(Sahte Belge Düzenleme VEYA Gerçek Belgeyi Değiştirme) + KULLANMA + Aldatma Yeteneği + Zarar Olasılığı = TCK 207 Kapsamında Suç
Özel Belgede Sahtecilik ve Resmi Belgede Sahtecilik Arasındaki Temel Farklar
TCK, belgede sahtecilik suçlarını düzenlerken, belgenin niteliğine göre çok temel bir ayrıma gitmiştir. Bir kamu görevlisi tarafından düzenlenen “resmi belge”ye duyulan güvenin, kişiler arasındaki “özel belge”ye duyulan güvenden daha yüksek olduğu ve daha sıkı korunması gerektiği kabul edilmiştir. Bu nedenle, iki suç tipi arasında hem unsurlar hem de yaptırımlar açısından ciddi farklar bulunur.
| Kriter | Özel Belgede Sahtecilik (TCK 207) | Resmi Belgede Sahtecilik (TCK 204) |
|---|---|---|
| Suçun Konusu | Kişiler arası sözleşmeler, faturalar, adi senetler gibi kamu gücü taşımayan belgelerdir. | Nüfus cüzdanı, diploma, mahkeme kararı, noter senedi gibi kamu görevlisince düzenlenen belgelerdir. |
| “Kullanma” Şartı | Suçun oluşması için zorunludur. Sahte özel belgeyi sadece düzenlemek veya değiştirmek suç değildir, mutlaka kullanılması gerekir. | Zorunlu değildir. Sahte bir resmi belgeyi düzenlemek, hiç kullanılmasa bile tek başına suçu tamamlar. |
| Ceza Miktarı | 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasını gerektirir. | Temel hali 2 yıldan 5 yıla kadar hapistir. Eğer suçu kamu görevlisi işlerse ceza 3 yıldan 8 yıla kadar çıkar. |
| Soruşturma Usulü | Kural olarak şikayete tabidir. Mağdur şikayetçi olmazsa soruşturma yapılamaz. | Re’sen (kendiliğinden) soruşturulur. Kamu davasıdır, şikayete bağlı değildir. |
Resmi Belge Hükmünde Sayılan Özel Belgeler (TCK 210)
Kanun koyucu, bazı özel belgelerin taşıdıkları önem ve ispat gücü nedeniyle, bu belgelere yönelik sahtecilik eylemlerinin daha ağır olan “resmi belgede sahtecilik” gibi cezalandırılmasını öngörmüştür. Yani, bu belgeler aslında özel belge olsalar da, sahtecilik suçu açısından resmi belge gibi muamele görürler. TCK 210’a göre bu belgelerin en önemlileri şunlardır:
- Emre veya hamile yazılı kambiyo senetleri (bono, poliçe, çek)
- Tahviller, hisse senetleri
- Vasiyetname
- Yetkili kurumlarca verilmiş olup da kanunen resmi belge niteliği taşımayan, ancak doğruluğu kontrol edilen ve kamunun güvenini kazanan belgeler (Örn: Özel üniversite diplomaları).
- Bir hekim tarafından, bir kişiye verilen ve resmi bir kurum veya davada kullanılacak olan özel sağlık raporları.
Dolayısıyla, sahte bir bono düzenlemek veya bir vasiyetname üzerinde tahrifat yapmak, TCK 207’ye göre değil, cezası çok daha ağır olan TCK 204’e göre yargılanır.
Yargılama Süreci ve Yaptırımlar
Özel belgede sahtecilik suçu, kendine özgü soruşturma ve kovuşturma usullerine sahiptir.
Ceza ve Görevli Mahkeme
Özel belgede sahtecilik suçunun temel ceza (TCK 207/1 ve 207/2 için), bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Bu suçla ilgili davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi‘dir.
Şikayet ve Uzlaşma Süreci
Bu suç tipinin en önemli usuli özelliği, kural olarak takibinin mağdurun şikayetine bağlı olmasıdır. Yani, sahte belgenin kullanılmasından zarar gören kişinin, fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya kolluk kuvvetlerine şikayette bulunması gerekir. Bu süre içinde şikayet yapılmazsa, bir daha aynı fiil için soruşturma yapılamaz.
Ayrıca, şikayete tabi bir suç olması nedeniyle, özel belgede sahtecilik suçu uzlaşma kapsamındadır. Bu demektir ki, savcılık soruşturma aşamasında, iddianame düzenlemeden önce dosyayı bir uzlaştırmacıya gönderir. Uzlaştırmacı, fail ile mağduru bir araya getirerek aralarında bir anlaşma sağlamaya çalışır. Eğer mağdur, örneğin uğradığı zararın giderilmesi karşılığında şikayetinden vazgeçer ve taraflar anlaşırlarsa, ceza soruşturması kapatılır ve dava açılmaz. Bu, adli sistemin iş yükünü azaltan ve mağdurun zararını daha hızlı gidermesini sağlayan önemli bir mekanizmadır.
Sonuç
Sonuç olarak, özel belgede sahtecilik suçu, bireyler ve kurumlar arasındaki hukuki ve ticari ilişkilerin temelini oluşturan güven ortamını korumayı amaçlayan önemli bir ceza normudur. Bu suçun anahtar unsurları, belgenin sahte olarak düzenlenmesinin tek başına yeterli olmaması, mutlaka aldatma kastıyla “kullanılması” ve bu kullanımın bir zarar doğurma potansiyeli taşımasıdır.
Kanunun, bu suçu daha hafif cezalarla karşılaması, şikayete tabi tutması ve uzlaşma yolunu açık bırakması, bu tür uyuşmazlıkları öncelikle taraflar arasında çözülmesi gereken bir sorun olarak gördüğünü; resmi belgede sahteciliği ise doğrudan devlete ve kamu düzenine yönelik bir saldırı olarak kabul ettiğini göstermektedir. Her durumda, bir belge üzerinde yapılan oynamanın veya sahte bir belge kullanmanın, adli sicile işleyecek bir hapis cezasıyla sonuçlanabilecek ciddi bir suç olduğu unutulmamalıdır.
