İçindekiler
Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti
Boşanma davasında çocuğun velayeti, eşler arasında başlıca tartışma konularındandır. Çocuğun velayet hakkı üzerinde uzlaşı sağlayamayan eşler, söz konusu ihtilafı yargıya taşımakta ve velayet hakkının kime bırakılacağı kararının mahkeme tarafından verilmesini talep etmektedir. Hâkim, evleviyetle çocuğun üstün yararını gözeterek velayet hakkına ilişkin kararını verir. Velayet hakkına ilişkin verilen kararın lehte olması için sürecin etkili bir biçimde takip edilmesi, dolayısıyla deneyimli bir aile hukuku avukatından yardım olunması çok önemlidir. TMK m.336’da hüküm altına alınan velayet, şu şekilde düzenlenmiştir:
Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.
Boşanmada Çocuğun Velayeti Kime Verilir?
Eşler, çocuğun velayet hakkının kime bırakılacağı hususunda anlaşma sağlayabilir. Velayet hakkının kime bırakılacağı üzerinde uzlaşı sağlayan eşler, mahkemeye velayet hakkında mutabık kaldıklarını ileri sürebilir. Fakat, velayet hakkı üzerinde her zaman uzlaşma sağlamak ne yazık ki mümkün değildir. Tarafların her birinin velayet hakkını talep ettiği ve geri adım atmadığı hallerde, ihtilafın çözümü yargı yoluyla sağlanır. Mahkemece tayin edilen velayet hakkı, çocuğun üstün yararı gözetilerek anne ya da babadan birine tevdi edilir.
Velayet Kararında Nelere Dikkat Edilir?
Hâkim, velayet hakkına dair kararını verirken öncelikle çocuğun üstün yararını ve menfaatini göz önüne alır. Zira velayet hakkının tayin edilirken en önemli nokta, verilen kararla birlikte çocuğun menfaatinin zarar görmemesidir. O halde, velayet kararına etki eden en önemli parametrenin, taraflardan hangisine velayet hakkı verilirse çocuğun menfaati korunacaktır? sorusunun yanıtı olduğu aşikardır. Bu noktada, çocuğun menfaatinden kastedilenin ne olduğunu izah etmek yerinde olacaktır.
Çocuğun menfaati; istikbalinin planlanmasında ve hayatının sağlıklı bir biçimde idamesinde gereken maddi ve manevi olanakların tamamını ifade eder. Velayet hakkına ilişkin karar verilirken çocuğun yüksek yararı ve menfaati gözetildikten sonra birtakım somut veriler tetkik edilir. Velayet hakkına konu çocuğun yaşı, eğitim durumu, kişisel gelişimi, sosyal yaşamı vs. veriler ışığında karar verilir. Söz gelimi, küçük yaştaki bir çocuk, fıtratı ve ihtiyaçları gereği anne bakımına ve gözetimine muhtaçtır. Buradan da anlaşılacağı üzere çocuğun yaşı, velayet hakkına karar verilmesinde etkendir.
Mahkeme, ifade ettiğimiz konularda incelemesini yaptıktan sonra, uzman pedagog görüşüne de başvurabilir. Uzman pedagog, velayet hakkına ilişkin çocuk ve anne – baba özelinde değerlendirmesini içeren bir rapor hazırlar. Hâkim, uzman görüşü içeren raporu da dikkate alarak velayet hakkına ilişkin kararını verir. Bu noktada, velayete konu çocuk, velayet hakkının ne olduğunu ve ne tür hukuki sonuçlar doğuracağını idrak edebilecek yaşta ve durumdaysa, velayet hakkının kime bırakılacağı hususunda çocuğun görüşüne başvurulacağı da ifade edilmelidir.
Velayet Hakkının Kötüye Kullanılması
Velayet hakkı kendisine tevdi edilen taraf, velayet hakkını çocuğun üstün yararı ve yüksek menfaati doğrultusunda kullanmak zorundadır. Aksi yönde davranılması, velayet hakkının kötüye kullanılmasına işaret eder. Velayet hakkının kötüye kullanılması ise, velayet hakkının verilmediği tarafa, hakkın kendisine verilmesi istemiyle dava açma hakkı sağlar. İşbu dava sonucunda, velayet hakkının değiştirilmesi yönünde karar çıkması için velayet hakkının kötüye kullanıldığının ispat edilmesi önemlidir. Bu itibarla, sürecin uzman bir avukat marifetiyle takip edilmesi, en doğru yaklaşım olacaktır.
Velayet Kararında Kusurun Önemi
Boşanma davasında, boşanmaya sebep olgularda kusurlu bulunan tarafa velayet hakkının verilmeyeceği yönünde yaygın bilinen ve fakat yanlış bir kanı vardır. Çocuğun yüksek yararı ve menfaati gereği velayeti hak eden taraf, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olsa dahi çocuğun velayet hakkını alabilir. Fakat buradan, velayete ilişkin karar verilirken kusura hiç dikkat edilmeyeceği anlaşılmamalıdır. Söz konusu kusur, çocuğun istikbalini, yaşamını, eğitimini ve gelişimini menfi yönde etkileyecek bir kusursa, velayet kararında mutlaka gözetilir.
Velayet Davası Ücreti
Velayet davası ücreti, mahkemeye ödenecek harç ücreti ve gider avansından mürekkeptir. Dava, avukat marifetiyle takip edilecekse, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen asgari ücret tarifesinde düzenlenen ücretten daha az olmamak kaydıyla, kişi ile avukat arasında serbestçe belirlenecek avukatlık ücretinin de ödenmesi gerekir.