Hırsızlık suçu, 5237 sayılı yürürlükteki Türk Ceza Kanununun 141 ve 142’inci maddelerinde hükme bağlanmıştır. Neticesi itibariyle hürriyeti sınırlayıcı ağır bir yaptırım öngörülen hırsızlık suçuna ilişkin soruşturma ve/veya kovuşturma geçiren kişilerin deneyimli ve yetkin bir ceza hukuku avukatından yardım alması, sürecin müspet yönde seyri bakımından oldukça sağlıklı bir yaklaşım olacaktır.
Uzun yıllardan beri ülkemizde süregelen olaylardan biri hırsızlıktır. Her ne kadar kameralar, alarmlar, güvenlik şirketleri vb. aracılığıyla önlem alınmaya çalışılmışsa da bu olayların önüne geçilememektedir. Bunun sonucunda da söz konusu şahıslar hukuka aykırı davranışlarda bulunarak diğer kişilerin malvarlıklarını ele geçirmektedir. Hukukumuz bu davranışın yaptırımlarını TCK’da Mal Varlığına Karşı Suçlar başlığı altında madde 141 vd.’da düzenlenmiştir. Biz bu yazımızda Hırsızlık suçunun basit halini anlatacağız.
Hırsızlık Suçu Nedir ?
TCK Madde 141’de “(1) ) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” Hükmünde hırsızlık suçunun basit haline yer verilmiştir.
Hırsızlık Suçunun Unsuları Nelerdir?
TCK m.141 uyarınca hırsızlık suçunun oluşabilmesi için,
1) Başkasına ait taşınır bir mal olmalıdır: Buna göre suçun konusu oluşturan eşya, bir yerden alınıp diğer yere taşınabilir olmalıdır. Örneğin; kıyafet,ayakkabı,toprak,vb. Ayrıca suça konu olan malın veya eşyanın sahibinin bulunması gerekmekte olup mal sahipsiz ise hırsızlık suçu oluşmamaktadır.
2) Söz konusu mal, zilyedinin rızası dışında alınmalıdır: Buna göre eğer zilyedin, malın alınmasında hukuka uygun bir rızası bulunuyor ise hırsızlık suçu meydana gelmemektedir. Ayrıca fail tarafından suça konu mal üzerinde egemenlik kurulmuş olması gerekmektedir. Taşınır malı zilyedinin rızası olmaksızın bulunduğu yerden alan kişi eğer o mal üzerinde serbestçe tasarruf edemiyorsa hırsızlık suçu teşebbüs aşamasında kalmış sayılmaktadır.
3) Suça konu mal fayda sağlamak amacıyla alınmalıdır: Buna göre kendisine ya da başkasına bir yarar sağlama maksadı yoksa hırsızlık suçu oluşmamaktadır.
Hırsızlık suçu kasten işlenebilir bir suç olup taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Hırsızlık Suçunda Dava Süreci Nasıl İşliyor?
Öncelikle bu sürecin avukatla takip edilmesinin daha sağlıklı olacağını belirtiyoruz. Hırsızlık suçunun basit hali de nitelikli hali re’sen kovuşturulur. Basit hırsızlık suçu için TCK m.141 kapsamında kalanlar uzlaşma kapsamında olup uzlaştırmacı yardımıyla da sonuca ulaşılabilmektedir. Ancak suçun nitelikli halleri uzlaşma kapsamında bulunmamaktadır.
Hırsızlık Yaralama Suçunda Daha Az Ceza Verilmesini Gerektiren Haller Nelerdir?
1) Daha az cezayı gerektiren haller (TCK m.144):
Bu durum TCK m.144’de “Hırsızlık suçunun;
- a) Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde,
- b) Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla,
İşlenmesi halinde, şikayet üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” Şeklinde açıklanmıştır. Bu durumların varlığı halinde daha az cezaya hükmedilebilecektir.
2)Malın Değerinin Az Olması(TCK m.145):
Bu maddeye göre “Madde 145- (1) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/16 md.) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” Hükmü gereği indirim yapılıp yapılmayacağı mahkemenin takdirine bırakılmıştır.
3)Kullanma Hırsızlığı (TCK m.146):
Bu durum TCK .146’da “Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde,şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz” şeklinde belirtilmiştir. Buna göre, kullanma hırsızlığı suçunun oluşabilmesi için geçici yararlanma amacıyla alınan malın, kısa bir süre kullanıldıktan sonra sahibine geri verilmesi veya kolaylıkla bulunabileceği bir yere bırakılması, henüz bırakılmamış ise geri verilmek üzere alındığının açıkça anlaşılması ve iade amacının malın alınırken mevcut olması gerekmektedir.
Avukat Ahmet ALKAN | Alkan Hukuk Bürosu
Avukat | Hukuk Bürosu | Danışman