Tapu iptal ve tescil davası tapu kayıtlarında ortaya çıkan hatalı işlemlerin düzeltilebilmesi için başvurulan bir hukuk yoludur. Bu tür hatalar çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Hatanın ortaya çıktığının anlaşılması durumunda ise hukuk yoluna başvurularak dava açılması kaçınılmaz olur.
Taşınmazlarla ilgili olan mülkiyet sorunu tapu iptal tescil davalarının ana konusudur. Tapuda gerçekleşmiş olan hatalı kayıtların düzeltilebilmesi için yapılması gereken işlemler olurken basit hatalar dışındaki hatalarda bu hukuk yoluna başvurmak gerekir.
Mülkiyet hakkı olarak adlandırılan durum tapu kayıtları sayesinde kazanılır. Tapu kayıtlarında oluşacak hatalar kişinin mülkiyet hakkını engelleyici nitelikte olduğunda bu işlemlerin kişi lehine düzeltilmesi gerekli olur. Dava açılacağı zaman ise davacıya ispat yükü yükleneceğinden bu hususların dikkate alınması önemlidir.
Tapu iptal ve tescil davası usulsüz ya da kanuna aykırı olarak düzenlendiği iddia edilen tapu kayıtlarının hukuka uygun hale getirilebilmesi için açılan davalardır. Bu tür davalar söz konusu olduğunda icraata geçilebilmesi için mahkeme hükmünün kesinleşmesi gerekmektedir.
Tapu İptal ve Tescil Davası Hangi Hallerde Açılabilir?
Tapu iptal ve tescil davası çeşitli durumlarda açılabilir. Kazandırıcı zamanaşımı olarak adlandırılan sebeplerin yanı sıra zilyetlik nedeni ile de bu tür davalar açılabilir. Ayrıca hukuki ehliyetsizlik, mirastan mal kaçırma, vekaletin kötüye kullanılması, imar uygulamaları nedeni ile tapu iptal ve tescil davaları açılabilir.
Tapu iptal ve tescil davaları açılma nedenleri arasında ölünceye kadar bakma sözleşmeleri ya da aile konutu sebebi ile dava açma da yer alır. Tapudaki kayıtlar gerçek durumu yansıtmadığında bu durum yolsuz tescil olarak adlandırılmaktadır. Tapuda yapılacak beyanların yanı sıra tapulara konan şerhler de koşulları sağladığında yolsuz olarak adlandırılabilmektedir.
Ayrıca yolsuz tescil ile ilgili olarak bilinmesi gerekenler arasında tescil ilk defa yapılırken ortaya çıkabilecek bir yolsuz tescil olabileceği gibi kayıt gerçeğe uygun olarak yapıldığı halde daha sonradan da yolsuz hale gelebilmektedir.
Tapu İptal ve Tescil Davası Nasıl Açılır?
Tapu iptal ve tescil davası açılacağı zaman davacının iddiasını ispat yükümlülüğü söz konusu olur. Bu tür bir yükümlülüğün gereği olarak da mülkiyete ait ispatın gerekli olduğu görülür. Mülkiyete ait ispat araçlarının belirlenmesi bu aşamada önemlidir. Bunun yanı sıra diğer haklara ait ispat araçlarının da belirlenmesi zorunludur.
Bu tür bir dava açılacağı zaman hazırlanacak dava dilekçesinde tüm bu unsurların yer alması gerekir. Bundan dolayı da kişi hakları savunulması gerekli olduğunda avukatlardan hukuki destek almak kaçınılmaz olur. Dilekçelerin eksiksiz ve tam olarak hazırlanması ve davaya ilişkin delil olabilecek belgelerin hazırlanması profesyonel bir destekle hem hızlı hem de doğru şekilde olur.
Hukuk yoluna başvurulacağı zaman dava açılması kaçınılmaz olurken probleme bağlı olarak müracaat edilecek mahkeme türlerinde de değişiklik olur. Dava açmanın koşulları arasında dilekçe hazırlamak yer alır. Hukuka uygun olarak hazırlanacak dilekçelerin mahkemeye sunulması önem arz eder. Ayrıca dava dilekçesi ile birlikte mahkeme harçlarının da yatırılması gerekmektedir.
Tapu İptal ve Tescil Davasının Tarafları
Tapu iptal ve tescil davası açılırken kişinin hatalı kayıt nedeni ile ayni haklarının zedelenmiş olması gerekmektedir. Bundan dolayı da tapu sahibi olan kişi ya da kişilerin tapu kayıtlarında oluşabilecek hatalara bağlı olarak dava açma hakkı bulunur.
Mirastan mal kaçırma yani muris muvazaası nedeni ile dava açılmasının nedenlerinden biri de miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmasıdır. Miras bırakan mirastan mal kaçırmak amacı ile mallarından bazılarını başka kişilere devrederse dava açılarak kaçırılan mallar terekeye kazandırılmak istenir. Tereke olarak adlandırılan miras bırakanın yasal ya da atanmış mirasçılara bırakacağı malları kapsar. Mirasçılar muris muvazaası nedeni ile tapu iptal ve tescil davası açma hakkına sahip olan taraftır.
Bu tür davalar vekalet kötüye kullanıldığında da açılabilir. Eşlerin ortak yaşanılan konut üzerinde satma, kiralama ya da ipotek koydurma gibi ayni hakkı diğerinin rızası olmadan kullanması mümkün olmayacağından bu tür durumlarda da dava açılabilir.
Kişilerin ayırt etme gücüne sahip olmadığı durumlarda yapılan işlemler, fiil ehliyetine sahip olmayanlar tarafından yapılan işlemler için de tapu tescilinde yolsuzluktan söz etmek mümkün hale gelir. Bu tür durumlarda da dava açılır.
Bu tür bir davaya taraf olacak kişiler; hatalı kayıttan ayni hakları zedelenenlerdir. Muris muvazaası ile ilgili davalarda mirasçılar dava açabilir. Yolsuz tescilde malik olarak adlandırılacak kişi, vekalet görevinin kötüye kullanılması durumunda mağdur olan taraf, eşler arasında çıkan anlaşmazlıklarda ise mağduriyet yaşayan taraf dava açabilmektedir.
Tapu İptal ve Tescil Davasında Hak Düşürücü Zamanaşımı Süreleri
Tapu iptal ve tescil davası açılarak problemlerin çözümlenebilmesi mümkündür. Bunun yanı sıra bazı durumlarda dava açmadan da çözümlenebilecek sorunlar olur. Bu tür durumlarda genellikle taraflar arasında anlaşma olması gerekirken genellikle bu tarz problemler için en sık başvurulan hukuk yolu mahkemeler olmaktadır.
Tapu iptal ve tescil davalarının süreleri söz konusu olduğunda problemin boyutuna bağlı olarak mahkeme süreçlerinde değişiklik olduğu görülmektedir. Tapu ile ilgili işlemler sırasında resmi yazışmalara gerek duyulacağından çeşitli kurumlarla yazışma yapılması gerekli olabilmektedir.
Tapu iptal ve tescil davası maddi delillere gerek duyulan dava türleri arasında yer aldığından belgelerle mahkemelere başvurulması gerekir. Ayrıca dava açan tarafın taleplerinin yerine getirilebilmesi için kendisine ispat yükümlülüğü verilir. Bu durumda da davacı mahkemede iddiasını ispat etmekle yükümlü olacaktır. Bundan dolayı da tapu iptal ve tescil davası ile ilgili olarak hukuki destek alınması önem taşır.
Bu tür davalarla ilgili olarak merak edilen problemler arasında zamanaşımı süreleri de yer alır. Tapu iptal ve tescil davası ayni hakları ilgilendiren bir dava türüdür. Kişi bu tür bir problem nedeni ile hak kaybı yaşadığını düşündüğünde dilediği zaman dava açma hakkına sahip olur.
Mülkiyet hakkı olarak adlandırılan hakların zamanaşımına uğramadığı görülmektedir. Herhangi bir gayrimenkul tapuda hatalı olarak yanlış bir kişi üzerine kaydedildiyse ve kişi bu durumun farkında değilse taşınmazı 10 yıl süre ile elinde tutması durumunda olağan kazandırıcı zamanaşımı süresinden söz etmek mümkün hale gelir. Bu tür bir durumda gayrimenkul o kişiye ait kabul edilecektir.
10 yıllık süreyi durduracak uygulama ise taşınmazın mülkiyetine karşı açılan davalar olur. Bu tür durumlarda 10 yıllık zamanaşımı işlememektedir. Tapu iptal ve tescil davası açılırken Asliye Hukuk Mahkemelerine başvuru yapılması gerekir.
Görevli ve yetkili mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olurken gayrimenkulün bulunduğu yere bağlı olan adliyelere müracaat edilmesi gerekir. Mahkemeye sunulacak dilekçenin eksiksiz ve tam olarak hazırlanması bu aşamada önemli olurken dava sırasında hukuki destek alınması gerekli hale gelir.
Tapu iptal ve tescil davası sırasında bilirkişi raporlarının yanı sıra tanık beyanları önemli olur. Ayrıca sunulacak resmî belgelerin eksiksiz ve tam olması da hak kayıplarını engelleyebilecek durumlar arasında yer alır. Bundan dolayı sürecin profesyonel bir hukukçuya ihtiyacı olacaktır.
Kişi haklarının savunulması açısından hukukçulara görevler düşerken avukatlar aracılığı ile alınacak hukuki bir danışmanlık sayesinde hem hukuki açıdan karşılaşılabilecek sorunlar çözümlenir hem de kişi haklarının savunulması mümkün olur.