Evlilik, duygusal bir birliktelik olduğu kadar, taraflar arasında ekonomik sonuçlar doğuran hukuki bir ortaklıktır. Türk toplumunda “Evlilik Sözleşmesi” kavramı, genellikle “güvensizlik belirtisi” veya “boşanma hazırlığı” olarak algılansa da; hukuki gerçeklikte bu belge, eşlerin ekonomik bağımsızlıklarını koruyan, borçlardan dolayı birbirlerinin zarar görmesini engelleyen ve olası bir ayrılık durumunda kaotik mal paylaşımı süreçlerini ortadan kaldıran modern bir hukuk enstrümanıdır.
Türk Medeni Kanunu (TMK), 2002 yılında yapılan değişiklikle yasal mal rejimini “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi” olarak belirlemiştir. Yani eşler hiçbir sözleşme yapmazsa, evlilik süresince edinilen mallar üzerinde yarı yarıya hak sahibi olurlar. Ancak taraflar, kanunun tanıdığı sınırlar içinde noter huzurunda yapacakları bir “Mal Rejimi Sözleşmesi” ile bu kuralı değiştirebilir ve genellikle “Mal Ayrılığı Rejimi”ni seçebilirler.
1. Evlilik Sözleşmesi (Mal Rejimi Sözleşmesi) Nedir?
Evlilik sözleşmesi, eşlerin evlilik birliği süresince edinecekleri malların yönetimini, bunlardan yararlanmayı ve evliliğin sona ermesi (boşanma veya ölüm) halinde bu malların nasıl paylaşılacağını düzenleyen resmi bir sözleşmedir. TMK Madde 203 uyarınca bu sözleşme, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılmak zorundadır.
Yasal Mal Rejimi vs. Seçimlik Mal Rejimleri
Sözleşmenin mantığını anlamak için mevcut sistemi bilmek gerekir:
- Yasal Rejim (Sözleşme Yoksa): Edinilmiş Mallara Katılma Rejimidir. Evlilik tarihinden sonra alınan ev, araba, bankadaki birikimler “edinilmiş mal” sayılır ve boşanma halinde diğer eşin bunlar üzerinde %50 oranında “Katılma Alacağı” hakkı vardır.
- Sözleşme ile Seçilebilecek Rejimler: Kanun üç alternatif sunar:
- Mal Ayrılığı Rejimi: En çok tercih edilen türdür. “Kimin malı onundur” ilkesi geçerlidir. Eşler birbirinin malından hak talep edemez.
- Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi: Belirli malların paylaşıldığı, diğerlerinin ayrık tutulduğu daha karmaşık bir sistemdir.
- Mal Ortaklığı Rejimi: Edinilmiş veya kişisel olduğuna bakılmaksızın tüm malların ortak olduğu sistemdir (Nadir tercih edilir).
Bu rehberde, kamuoyunda “Evlilik Sözleşmesi” denildiğinde kastedilen ve %99 oranında tercih edilen “Mal Ayrılığı Sözleşmesi” üzerinde duracağız.
2. Sözleşmenin Geçerlilik Şartları (Kırmızı Çizgiler)
Evde iki eşin karşılıklı oturup bir kağıda “Mallarımız ayrıdır” yazıp imzalaması hukuken GEÇERSİZDİR. TMK, bu sözleşme için çok sıkı şekil şartları öngörmüştür:
- Resmi Şekil Şartı (Noter): Sözleşme mutlaka noterde “düzenleme” veya “onaylama” şeklinde yapılmalıdır. Veya evlenme başvurusu sırasında Nikah Memurluğuna yazılı beyanda bulunularak mal rejimi seçilebilir. Ancak detaylı maddeler içeren bir sözleşme yapılacaksa adres Noterdir.
- Ayırt Etme Gücü: Tarafların akıl sağlığının yerinde olması ve ayırt etme gücüne sahip olması gerekir.
- Bizzat Katılım: Bu sözleşme, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan yasal temsilci (veli/vasi) veya vekaletname ile yapılamaz (Çok istisnai vekalet durumları hariç, kural olarak eşlerin bizzat notere gitmesi istenir).
- Kamu Düzenine Aykırılık: Sözleşmeye “Boşanma halinde çocukların velayeti babaya verilecektir” veya “Eşlerden biri diğerine nafaka ödemeyecektir” gibi maddeler konulamaz. Bu maddeler yok hükmündedir. Evlilik sözleşmesi sadece malvarlığı ile ilgilidir; kişisel hakları veya çocukların haklarını kısıtlayamaz.
3. Mal Ayrılığı Rejiminin Sağladığı Avantajlar
Çiftlerin bu sözleşmeyi tercih etmesinin temel nedenleri şunlardır:
- Ticari Risklerden Korunma: Eşlerden biri ticaretle uğraşıyorsa ve iflas riski varsa, hacizlerin diğer eşin malvarlığına (örneğin evine) sıçramaması için mal ayrılığı hayati önem taşır.
- Boşanma Sürecinin Kısalması: Boşanma davalarını yıllarca uzatan temel sebep “mal paylaşımı” kavgasıdır. Mal ayrılığı rejimi olan çiftlerde mal paylaşımı davası (katılma alacağı davası) olmaz, boşanma çok daha hızlı sonuçlanır.
- Mirasın Korunması: Önceki evlilikten çocukları olan kişiler, kendi birikimlerinin yeni eşle paylaşılmak yerine doğrudan çocuklarına kalmasını sağlamak için bu rejimi seçebilirler.
4. Evlilik Sözleşmesi (Mal Ayrılığı) Örneği
Aşağıda yer alan metin, hukuki bir taslak niteliğindedir. Bu metin doğrudan kopyalanıp evde imzalanmaz; bu maddeler Noter huzurunda resmi senede dökülmelidir.
MAL AYRILIĞI SÖZLEŞMESİ
TARAFLAR:
1. Taraf (Koca/Erkek): [Adı Soyadı], [T.C. Kimlik No], [Adres]
2. Taraf (Karı/Kadın): [Adı Soyadı], [T.C. Kimlik No], [Adres]
SÖZLEŞMENİN KONUSU:
Taraflar, yürürlükteki Türk Medeni Kanunu’nun tanıdığı seçimlik hakka dayanarak, evlilik birliği süresince aralarında geçerli olacak mal rejimini belirlemek amacıyla işbu sözleşmeyi hür iradeleriyle akdetmişlerdir.
SÖZLEŞME MADDELERİ:
MADDE 1: MAL REJİMİ SEÇİMİ
Taraflar, evlilik tarihinden (veya işbu sözleşme tarihinden) itibaren geçerli olmak üzere, Türk Medeni Kanunu’nun 242. ve devamı maddelerinde düzenlenen “MAL AYRILIĞI” rejimini kabul ettiklerini beyan ederler. Yasal mal rejimi olan “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi”nin hükümleri taraflar arasında uygulanmayacaktır.
MADDE 2: MALLARIN MÜLKİYETİ VE YÖNETİMİ
Her bir taraf, evlilik birliği kurulmadan önce sahip olduğu menkul ve gayrimenkul mallar ile evlilik birliği devam ederken edineceği her türlü malvarlığının, kazancın, gelirin ve hakkın yegane sahibi olacaktır. Diğer eşin, bu mallar üzerinde herhangi bir yönetim, yararlanma veya tasarruf hakkı bulunmayacaktır.
Taraflar, kendi adlarına kayıtlı olan taşınır ve taşınmaz malları dilediği gibi satabilir, devredebilir, ipotek edebilir veya bağışlayabilir. Bu işlemlerde diğer eşin rızasına veya iznine (TMK m. 194 Aile Konutu şerhi hükümleri saklı kalmak kaydıyla) ihtiyaç duyulmayacaktır.
MADDE 3: BORÇLARDAN SORUMLULUK
Her eş, kendi borçlarından bütün malvarlığıyla bizzat sorumludur. Evlilik birliği içinde yapılmış olsa dahi, eşlerden birinin şahsi borcu, ticari kredisi, kefaleti veya haksız fiilinden doğan tazminat yükümlülüğü nedeniyle diğer eşin malvarlığına başvurulamaz. Taraflar, birbirlerinin borçlarından dolayı herhangi bir sorumluluk altına girmeyeceklerini açıkça taahhüt ederler.
Ancak, ailenin ortak ihtiyaçları (kira, mutfak masrafı, çocukların eğitimi vb.) için yapılan makul harcamalardan doğan borçlardan eşler müteselsilen sorumlu olmaya devam edeceklerdir.
MADDE 4: EVLİLİĞİN SONA ERMESİ HALİNDE PAYLAŞIM
Evlilik birliğinin boşanma, iptal veya ölüm dışındaki bir sebeple sona ermesi halinde; taraflar birbirlerinden “Katılma Alacağı”, “Değer Artış Payı” veya “Katkı Payı” adı altında herhangi bir talepte bulunmayacaklardır. Tapuda veya ruhsatta kimin ismi yazıyorsa, o mal o eşin uhdesinde kalmaya devam edecektir.
MADDE 5: İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Belirli bir malın kime ait olduğu konusunda ihtilaf çıkması halinde, o malın mülkiyetini iddia eden eş, iddiasını resmi belgelerle ispat etmek zorundadır. Aidiyeti ispat edilemeyen mallar, tarafların paylı mülkiyetinde (ortak) sayılacaktır.
MADDE 6: KİŞİSEL EŞYALAR VE ZİYNETLER
Tarafların kişisel kullanımında olan eşyalar ile düğün sırasında takılan veya sonradan edinilen ziynet eşyaları, takılar ve mücevherler, kimin kullanımında veya zilyetliğinde ise ona ait sayılacaktır. (Veya: “Düğünde takılan tüm altınlar kadına aittir” şeklinde özel madde eklenebilir).
SONUÇ VE İMZA:
İşbu sözleşme, tarafların özgür iradeleriyle, hiçbir baskı altında kalmadan Noter huzurunda okunup imzalanmıştır.
5. Sözleşmeye “Neler Yazılamaz”? (Geçersiz Maddeler)
Çiftler bazen bu sözleşmeyi bir “Evlilik Anayasası” gibi düşünüp her detayı yazmak isterler. Ancak aşağıdaki türden maddeler noterde yazılsa bile mahkemede geçersizdir:
- Cinsel Hayat ve Kişisel İlişkiler: “Haftada 3 gün yemek yapılacak”, “Eşler birbirine küsmeyecek”, “Çocuk doğurmak zorunludur” gibi kişisel özgürlük alanına giren maddeler yazılamaz.
- Velayet Düzenlemeleri: “Boşanma olursa çocuk anneye verilecek” maddesi geçersizdir. Velayet kamu düzenindendir, hakim çocuğun o anki üstün yararına göre karar verir; anne-babanın pazarlığına göre değil.
- Nafakadan Feragat: “Boşanma halinde kadın nafaka istemeyecektir” maddesi tartışmalıdır. Tedbir nafakası (dava süresince ödenen) kesinlikle engellenemez. Yoksulluk nafakası ise boşanmanın fer’i sonucudur, hakim şartları oluşmuşsa sözleşmeye rağmen hükmedebilir. Çünkü bu sözleşme “mal rejimi” sözleşmesidir, “boşanmanın sonuçları” sözleşmesi değildir.
- Mirasın Reddi: Bu sözleşme ile eşler birbirlerinin mirasçısı olmaktan çıkmazlar. Mirastan feragat için ayrı bir “Mirastan Feragat Sözleşmesi” yapılması gerekir.
6. Sözleşme Ne Zaman Yapılabilir?
Mal rejimi sözleşmesinin yapılma zamanı konusunda kanun esnek davranmıştır:
- Evlenmeden Önce: Çiftler nişanlıyken notere gidip bu sözleşmeyi düzenleyebilirler. Sözleşme, nikah kıyıldığı an yürürlüğe girer.
- Nikah Başvurusu Sırasında: Evlendirme memurluğuna (Belediye) verilen başvuru formunda “Mal ayrılığı rejimini seçiyorum” kutucuğu işaretlenerek veya yazılı beyan verilerek de seçim yapılabilir. Ancak burada detaylı madde yazılamaz, sadece rejimin adı seçilir.
- Evlilik İçinde (Sonradan): Çiftler 10 yıldır evli olsalar bile, bugün notere gidip “Bugünden itibaren mal ayrılığına geçiyoruz” diyebilirler.
Önemli Not: Evlilik içinde yapılan sözleşme kural olarak “ileri dönük” sonuç doğurur. Sözleşme tarihinden önceki mallar, o dönemde hangi rejim geçerliyse (genelde edinilmiş mallara katılma) ona göre tasfiye edilir. Geriye dönük etki için özel hükümler ve tasfiye süreci gerekebilir.
7. Maliyet ve Prosedür
Evlilik sözleşmesi yapmanın bir maliyeti vardır. Bu maliyet, sözleşmenin sayfa sayısına ve noterin o yılki harç tarifesine göre değişir.
- Gerekli Belgeler: Tarafların kimlikleri ve vesikalık fotoğrafları (genellikle 2-3 adet) ile notere başvurmaları yeterlidir.
- Ücret: “Düzenleme şeklinde” yapılan sözleşmelerin masrafı, “Onaylama” işlemine göre biraz daha yüksektir ancak hukuki güvenliği tamdır. 2025 yılı noter tarifelerine göre ücret belirlenir.
8. Sonuç ve Önemli Uyarılar
Evlilik sözleşmesi (Mal Rejimi Sözleşmesi), romantizmi öldüren bir belge değil, modern dünyada finansal sınırları çizen profesyonel bir adımdır. Özellikle ikinci evliliğini yapanlar, çocuk sahibi olanlar veya ticari risk taşıyanlar için hayati bir koruma kalkanıdır.
Ancak unutulmamalıdır ki; internetten bulunan taslaklarla evde imza atmak zaman kaybıdır. Hazırlanan metnin hukuki terminolojiye uygun olması, ileride “irade sakatlığı” iddiasıyla iptal edilmemesi için mutlaka uzman bir Aile Hukuku Avukatı tarafından hazırlanmalı ve bizzat Noterde imzalanmalıdır.
Yasal Uyarı: Bu içerik yalnızca genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Burada yer alan taslak metin hukuki tavsiye niteliğinde değildir. Hak kaybı yaşamamak adına, kişisel durumunuza uygun sözleşmeyi hazırlamak için bir avukattan profesyonel destek almanız tavsiye edilir.
