Günlük hayatta yaptığımız alışverişlerde veya aldığımız hizmetlerde zaman zaman beklentilerimizle uyuşmayan durumlarla karşılaşabiliriz. Yeni aldığınız bir elektronik eşyanın bozuk çıkması, satın aldığınız mobilyanın renginin farklı gelmesi veya profesyonel bir hizmetin vaat edildiği gibi olmaması, tüketici olarak sizi “ayıp” kavramıyla karşı karşıya bırakır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK), bu gibi durumlarda tüketicileri koruyan çok önemli haklar tanımaktadır. Peki, ayıplı mal veya hizmet tam olarak nedir ve bu durumda yasal haklarınız nelerdir?
Ayıplı Mal Nedir? Hangi Durumlar Ayıp Sayılır?
6502 sayılı Kanun’a göre ayıplı mal; tüketiciye teslim anında, taraflarca kararlaştırılan özelliklere sahip olmayan veya objektif olarak sahip olması gereken nitelikleri taşımayan, kısacası sözleşmeye aykırı olan maldır.
Bir malın ayıplı sayılması için birçok sebep olabilir:
- Reklamlarında, etiketinde veya kullanma kılavuzunda belirtilen bir özelliği taşımıyorsa (Örn: “su geçirmez” denilen bir saatin su alması).
- Satıcı tarafından size bildirilen niteliklere aykırıysa (Örn: “çizilmez” denilen bir tavanın kolayca çizilmesi).
- Aynı türdeki (muadili) malların normal kullanım amacını karşılamıyorsa (Örn: Bir buzdolabının yeterince soğutmaması).
- Tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya tamamen ortadan kaldıran eksiklikler içeriyorsa.
Ayıp Türleri Nelerdir?
Ayıp, malın veya hizmetin niteliğine göre üç farklı şekilde ortaya çıkabilir:
- Maddi Ayıp: Malın fiziksel yapısındaki bozukluklardır. En sık karşılaşılan ayıp türüdür. Örnek: Yırtık bir gömlek, ekranı kırık bir telefon, düğmesi çalışmayan bir çamaşır makinesi.
- Hukuki Ayıp: Malın kullanımını hukuki nedenlerle kısıtlayan veya engelleyen durumlardır. Örnek: Üzerinde haciz veya rehin bulunan bir arabanın satılması, “imarlı arsa” diye satılan bir arazinin aslında imarsız çıkması.
- Ekonomik Ayıp: Malın fiziksel bir sorunu olmasa da ekonomik değerini düşüren eksikliklerdir. Örnek: “Hasarsız” diye satılan ikinci el bir aracın daha önce büyük bir kaza geçirdiğinin ve önemli parçalarının boyalı olduğunun anlaşılması.
Ayıplı Hizmet Nedir?
Ayıplı hizmet ise, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamayan veya taraflarca kararlaştırılan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımayan, sözleşmeye aykırı hizmettir. Reklamlarda vaat edilen nitelikleri taşımayan veya tüketicinin hizmetten beklediği faydayı azaltan her türlü eksiklik, hizmeti ayıplı hale getirir. Örneğin, kötü yapılan bir ev boyası, yanlış kesilen bir saç, zamanında teslim edilmeyen bir kargo, arızası giderilemeyen bir tamir hizmeti ayıplı hizmet kapsamındadır.
En Önemli Konu: Tüketicinin 4 Temel Seçimlik Hakkı
Satın aldığınız malın veya hizmetin ayıplı olduğunu anladığınızda kanun size dört temel seçimlik hak tanır. Bu haklardan hangisini kullanacağınızı seçmek tamamen size aittir ve satıcı/sağlayıcı, seçiminize uymak zorundadır.
Ayıplı Mal Durumunda Sahip Olduğunuz Haklar (TKHK m.11)
- 1. Sözleşmeden Dönme: Malı iade ederek ödediğiniz tüm bedelin tarafınıza geri verilmesini talep edebilirsiniz.
- 2. Ayıp Oranında Bedel İndirimi: Malı iade etmek istemiyorsanız, maldaki ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılmasını isteyebilirsiniz.
- 3. Ücretsiz Onarım: Satıcıdan, hiçbir masraf talep etmeksizin malın tamir edilmesini isteyebilirsiniz.
- 4. Ayıpsız Misli ile Değişim: Mümkünse, ayıplı malın aynısının hatasız olanıyla değiştirilmesini talep edebilirsiniz.
Ayıplı Hizmet Durumunda Sahip Olduğunuz Haklar (TKHK m.15)
- 1. Hizmetin Yeniden Görülmesi: Ayıplı hizmetin ücretsiz olarak tekrar yapılmasını isteyebilirsiniz.
- 2. Ücretsiz Onarım: Hizmet sonucunda ortaya çıkan bir eserde (örn: mobilya montajı) ayıp varsa, bunun ücretsiz onarımını talep edebilirsiniz.
- 3. Ayıp Oranında Bedel İndirimi: Hizmetteki eksiklik oranında ödediğiniz bedelden indirim yapılmasını isteyebilirsiniz.
- 4. Sözleşmeden Dönme: Hizmet sözleşmesini iptal ederek ödediğiniz tüm bedelin iadesini talep edebilirsiniz.
Önemli Not: Bu seçimlik haklarınızdan biriyle birlikte, uğradığınız diğer zararlar için Türk Borçlar Kanunu kapsamında ayrıca tazminat talep etme hakkınız da bulunmaktadır.
Gizli Ayıp Nedir ve Neden Çok Önemlidir?
Ayıplar, niteliği gereği “açık ayıp” veya “gizli ayıp” olarak ikiye ayrılır.
- Açık Ayıp: Mal teslim alındığında ilk bakışta veya basit bir muayene ile anlaşılabilecek ayıplardır (kırık, çizik, yırtık gibi).
- Gizli Ayıp: Malın kullanımıyla veya zamanla ortaya çıkan, ilk anda fark edilmesi mümkün olmayan ayıplardır (birkaç ay sonra bozulan bir elektronik cihazın motoru, yıkandıktan sonra rengi solan bir kumaş gibi).
Gizli ayıp kavramı şu nedenle kritik öneme sahiptir: Satıcı, maldaki ayıbı ağır kusuru veya hilesi ile gizlemişse, kanunda belirtilen 2 yıllık zamanaşımı sürelerinden yararlanamaz! Yani, hile ile gizlenmiş bir ayıp 2 yıl geçtikten sonra dahi ortaya çıksa, satıcının sorumluluğu devam eder.
Hakkınızı Aramak İçin İzlemeniz Gereken Adımlar
Adım 1: Ayıbı Bildirme (İhbar)
Ayıbı fark ettiğiniz anda yapmanız gereken ilk şey, durumu satıcıya veya hizmet sağlayıcıya bildirmektir. Kanunda bunun için net bir gün sayısı belirtilmemiş olsa da, Türk Borçlar Kanunu bu sürenin “derhal” veya “uygun bir süre içinde” olması gerektiğini belirtir. Hak kaybı yaşamamak için ayıbı fark eder etmez bildirmeniz en doğrusudur. İspat kolaylığı açısından bu bildirimi yazılı olarak (ihtarname, e-posta, iadeli taahhütlü mektup) yapmak her zaman daha güvenlidir.
Adım 2: Zamanaşımı Sürelerine Dikkat!
Ayıplı mal veya hizmete karşı yasal haklarınızı kullanmak için belirli zamanaşımı süreleri vardır:
- Taşınır Mallar ve Hizmetler: Ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, malın teslimi veya hizmetin ifası tarihinden itibaren 2 yıldır.
- Konut ve Tatil Amaçlı Taşınmazlar: Teslim tarihinden itibaren 5 yıldır.
- İkinci El Satışlar: Sorumluluk süresi, taşınırlar için 1 yıldan, konutlar için ise 3 yıldan az olamaz.
Adım 3: İspat Yükü Kimde? (6 Ay Kuralı)
Kanun, tüketici lehine çok önemli bir karine getirmiştir: Malın teslim tarihinden itibaren ilk altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim anında var olduğu kabul edilir. Bu durumda, malın ayıplı olmadığını ispat etme yükümlülüğü satıcıya aittir. Tüketici olarak sizin bir şey ispat etmenize gerek yoktur. Altı aydan sonra ortaya çıkan ayıplarda ise ayıbın teslim anında var olduğunu ispat yükü tüketiciye geçer.
Sonuç
6502 sayılı Kanun, tüketiciyi satıcı ve hizmet sağlayıcı karşısında koruyan güçlü mekanizmalar sunmaktadır. Ayıplı bir mal veya hizmetle karşılaştığınızda, sözleşmeden dönme, bedel indirimi, onarım veya değişim gibi önemli haklara sahipsiniz. Özellikle ilk 6 ay içinde ortaya çıkan sorunlarda ispat yükünün satıcıda olması, elinizi oldukça güçlendirir. Haklarınızı bilmek ve zamanında harekete geçmek (ihbar), olası mağduriyetlerin önüne geçmenin en etkili yoludur. Uyuşmazlığın çözülememesi halinde ise Tüketici Hakem Heyetleri veya Tüketici Mahkemeleri aracılığıyla hakkınızı arayabilirsiniz.