Türkiye’nin hukuk sisteminde, temel hak ve özgürlüklerin korunması adına atılmış en önemli adımlardan biri, 2012 yılında hayata geçirilen Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkıdır. Bu hak, bireylere, kamu gücü tarafından Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) kapsamında güvence altına alınan temel haklarının ihlal edildiğini düşündüklerinde, iç hukuk yollarını tükettikten sonra başvurabilecekleri olağanüstü bir hukuki mekanizma sunar. Bireysel başvuru, bir Yargıtay veya Danıştay gibi temyiz mercii değildir; yani yerel mahkeme kararlarının hukuka uygunluğunu denetlemez.
Bunun yerine, yargısal veya idari süreçlerin herhangi bir aşamasında yaşanan ve diğer mahkemelerce giderilmeyen “temel hak ihlallerini” tespit edip ortadan kaldırmayı amaçlayan, hak eksenli bir denetim yoludur. Bu son derece teknik ancak bir o kadar da hayati olan sürecin tüm detaylarını, “olmazsa olmaz” şartlarını, başvuru usulünü ve kararların sonuçlarını ele alacağız.
Bireysel Başvuru Nedir ve Hukuk Sistemindeki Yeri Nedir?
Bireysel başvuruyu doğru anlamak için, onun geleneksel yargı yollarından farkını kavramak gerekir. Bir davada ilk derece mahkemesinin verdiği kararı, delillerin yanlış değerlendirildiği veya kanunun yanlış yorumlandığı gerekçesiyle istinaf veya temyiz mahkemesine taşırsınız. Bu mahkemeler, davanın esasına girerek kararın doğruluğunu denetler. Anayasa Mahkemesi (AYM) ise bireysel başvuruda bunu yapmaz.
Bir Temyiz Yolu Değil, Hak İhlali Denetimi
AYM, “Mahkeme kararında X delili dikkate alınmamış” veya “Hâkim olayı yanlış anlamış” gibi iddialarla ilgilenmez. AYM’nin sorduğu soru şudur: “Bu yargılama veya idari süreç yürütülürken, Anayasa’da güvence altına alınan adil yargılanma hakkı, ifade özgürlüğü, mülkiyet hakkı gibi temel bir hak ihlal edildi mi?” Örneğin, bir ceza davasında mahkum olmanız ve Yargıtay’ın bu kararı onaması sonrası AYM’ye “Ben suçsuzum” diyerek başvuramazsınız. Ancak, “Yargılama makul sürede tamamlanmadı”, “Lehime olan önemli bir delili mahkemeye sunmam engellendi” veya “Savunma hakkım kısıtlandı” gibi iddialarla başvurabilirsiniz. Görüldüğü üzere odak noktası, davanın sonucundan ziyade, süreçte yaşanan hak ihlalidir.
Korunan Haklar: Anayasa ve AİHS Kapsamındaki Temel Hak ve Özgürlükler
Bireysel başvuru, Anayasa’da güvence altına alınmış ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri kapsamında yer alan tüm temel hak ve özgürlükleri kapsar. Başlıcaları şunlardır:
- Yaşam hakkı ve işkence yasağı
- Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı
- Adil yargılanma hakkı (en sık başvuru konusu)
- Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı
- Düşünce, din ve vicdan özgürlüğü
- İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü
- Toplantı ve örgütlenme özgürlüğü
- Mülkiyet hakkı
- Eğitim ve öğrenim hakkı
- Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları
Bireysel Başvuru Yapabilmenin “Olmazsa Olmaz” Şartları
Anayasa Mahkemesi, önüne gelen her başvuruyu esastan incelemez. Öncelikle başvurunun, kanunda çok net bir şekilde belirtilen ve taviz verilmeyen kabul edilebilirlik şartlarını taşıması gerekir. Bu şartlardan birinin bile eksikliği, başvurunun esasa girilmeden reddedilmesine neden olur.
1. Olağan Kanun Yollarının Tüketilmiş Olması
Bu, bireysel başvurunun en temel ve en çok hata yapılan şartıdır. AYM, “ikincil” (tali) nitelikte bir başvuru yoludur. Yani, hak ihlali iddianızı öncelikle idare ve derece mahkemeleri önünde dile getirmiş ve bu yollardan bir sonuç alamamış olmanız gerekir. Bir hak ihlali olduğunu düşünüyorsanız, önce ilgili idari makama itiraz etmeli, ardından İdare veya Hukuk/Ceza Mahkemesi’nde dava açmalı, bu karara karşı İstinaf (Bölge Adliye/İdare Mahkemesi) ve Temyiz (Yargıtay/Danıştay) gibi kanunda öngörülen tüm yolları sonuna kadar kullanmalısınız. Bireysel başvuru, ancak ve ancak bu yolların tamamı denendikten sonra, hakkınızdaki nihai ve kesin nitelikteki kararın verilmesiyle mümkün hale gelir.
2. Başvuru Süresi: Nihai Karardan İtibaren 30 Gün
Bu süre, son derece katı ve hak düşürücü bir süredir. Olağan kanun yollarının tüketildiği nihai kararın size veya avukatınıza öğrenildiği veya tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde başvurunun yapılması zorunludur. Örneğin, Yargıtay’ın onama kararının yerel mahkemeye gelip size tebliğ edildiği gün, 30 günlük süreniz başlar. Bu sürenin son gününün adli tatile veya hafta sonuna denk gelmesi halinde süre, ilk iş gününe uzar. 31. gün yapılan başvuru, başka hiçbir inceleme yapılmaksızın “süre aşımı” nedeniyle reddedilir.
3. Başvurucunun Güncel ve Kişisel Bir Hakkının Doğrudan İhlal Edilmesi
Başvuruyu, yalnızca kamu gücünün işleminden veya eyleminden dolayı temel bir hakkı doğrudan etkilenen “mağdur” kişi yapabilir. Başkasının hakkı için veya genel olarak bir kanunun Anayasa’ya aykırı olduğunu düşündüğünüz için bireysel başvuru yapamazsınız. İhlalin, başvuranın kişisel durumunda somut bir etki yaratmış olması gerekir.
Başvurunun İlk Filtresi: Kabul Edilebilirlik Denetimi
Yukarıdaki şartları taşıyan bir başvuru, hemen esastan incelenmeye alınmaz. AYM, öncelikle bir “kabul edilebilirlik” incelemesi yapar. Bu aşamada, başvurunun reddine neden olabilecek bazı durumlar şunlardır:
- Başvurunun yukarıda sayılan süre, kanun yollarının tüketilmesi gibi usul şartlarını taşımaması.
- Açıkça dayanaktan yoksun olması: İddia edilen hak ihlalinin hiçbir somut temele dayanmadığının veya ispatlanamadığının ilk bakışta anlaşılması.
- Anayasal ve kişisel önemden yoksun olması: Başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı, ihlal iddiasının Anayasa’nın uygulanması ve yorumlanması açısından bir önem taşımadığı durumlar.
- Bireysel başvuru formunun ve eklerinin usulüne uygun olarak hazırlanmamış olması.
Başvuru, ancak bu ilk filtreyi geçtikten sonra esastan incelenmek üzere ilgili bölüme gönderilir.
Bireysel Başvuru Nasıl Yapılır?
Kabul edilebilirlik şartlarını taşıdığınıza inanıyorsanız, başvurunuzu hem şekil hem de içerik olarak eksiksiz bir şekilde hazırlamanız gerekir. Sürecin bu aşaması, davanızın geleceği için kritik öneme sahiptir ve en küçük bir usul hatası başvurunuzun reddedilmesine yol açabilir.
Başvuru Formu ve Olmazsa Olmaz Ekleri
Başvuru, Anayasa Mahkemesi’nin resmi internet sitesinde bulunan standart “Bireysel Başvuru Formu” doldurularak yapılır. Bu form, başvurunuzun iskeletini oluşturur ve eksiksiz doldurulması zorunludur. Formda yer alan temel bölümler şunlardır:
- Kişisel Bilgiler ve Temsilci Bilgileri: Başvuranın ve varsa avukatının kimlik ve iletişim bilgileri.
- Kamu Gücünün İşlemi: Hak ihlaline neden olduğunu düşündüğünüz nihai kararı veren mahkemenin veya idari makamın adı, kararın tarihi ve numarası.
- Olayların Kronolojik Özeti: Davanın başlangıcından, tüketilen tüm kanun yolları da dahil olmak üzere, AYM’ye başvuruya kadar gelen sürecin tarih sırasına göre, net ve anlaşılır bir dille özetlenmesi.
- İhlal Edildiği İddia Edilen Hak ve Özgürlükler: Anayasa ve AİHS’nin hangi maddelerinde yer alan hangi hakkınızın (örneğin Anayasa madde 36 – Adil Yargılanma Hakkı) ihlal edildiğinin açıkça belirtilmesi.
- İhlale İlişkin Detaylı Açıklamalar ve Dayanaklar: Bu bölüm, başvurunuzun kalbidir. Hakkınızın neden ve nasıl ihlal edildiğini, derece mahkemelerinin bu ihlali neden gidermediğini, somut olay ve delillerle destekleyerek, hukuki bir dille açıklamanız gerekir.
- Talepler: AYM’den ne talep ettiğiniz (ihlal tespiti, yeniden yargılama, tazminat vb.) net bir şekilde ifade edilmelidir.
Forma ek olarak, başvuruda belirttiğiniz tüm iddiaları destekleyen belgelerin, özellikle de size tebliğ edilen nihai karar başta olmak üzere, ilk derece mahkemesi kararından itibaren tüm mahkeme kararlarının, dilekçelerinizin ve tebliğ belgelerinin onaylı birer suretini, formda belirttiğiniz sıraya göre numaralandırarak eklemeniz zorunludur.
Başvurunun Yapılacağı Merciler
Doldurulan form ve ekleri, 30 günlük süre içinde aşağıdaki kanallardan biriyle Anayasa Mahkemesi’ne ulaştırılabilir:
- Doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne: Ankara’da bulunan Mahkeme’nin Genel Sekreterliği’ne elden veya posta yoluyla teslim edilebilir.
- Diğer Mahkemeler veya Cumhuriyet Başsavcılıkları Vasıtasıyla: En yaygın ve güvenli yöntem budur. Bulunduğunuz yerdeki herhangi bir İdare Mahkemesi, Vergi Mahkemesi veya Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak evrakınızı teslim edebilirsiniz. Bu durumda, başvuruyu teslim ettiğiniz tarih, AYM’ye başvuru tarihi olarak kabul edilir ve sürelerin kaçırılması riski ortadan kalkar.
- Yurt Dışı Temsilcilikleri Vasıtasıyla: Yurt dışında yaşayan vatandaşlar, başvurularını konsolosluklar veya büyükelçilikler aracılığıyla yapabilirler.
Başvurunun Esastan İncelenmesi ve Karar Türleri
Başvurunuz kabul edilebilirlik denetimini geçtikten sonra, esastan inceleme aşamasına gelinir. Bu aşamada Mahkeme, Adalet Bakanlığı’ndan başvuruyla ilgili görüşünü sunmasını ister. Bakanlığın görüşü size tebliğ edilir ve bu görüşe karşı beyanlarınızı (cevabınızı) sunmanız için size süre verilir. Tüm bu yazışmalar tamamlandıktan sonra dosya, Mahkeme’nin ilgili Bölümü (iki bölümden biri) tarafından karara bağlanır. Prensip kararı gerektiren veya Bölümler arasında çelişki doğurabilecek önemli dosyalara ise Genel Kurul tarafından bakılır.
Karar Türü | Anlamı ve Hukuki Sonuçları |
---|---|
Kabul Edilemezlik Kararı | Başvurunun usul şartlarını (süre, kanun yollarının tüketilmemesi vb.) taşımadığına karar verilir. Esasa girilmez ve dosya kapatılır. |
Hak İhlalinin Olmadığı Kararı | Başvuru esastan incelenmiş ancak iddia edilen hak ihlalinin gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır. Başvuru reddedilir. |
Hak İhlali Kararı | En önemli karar türüdür. Mahkeme, bir veya birden fazla temel hakkın ihlal edildiğini tespit eder. Bu kararın bağlayıcı sonuçları vardır. |
Pilot Karar | Aynı konuda binlerce başvuruya neden olan yapısal bir sorun (örneğin yargılamaların uzun sürmesi) tespit edildiğinde verilir. Bu karar, hem o başvuru hem de benzer durumdaki diğer tüm başvurular için çözüm yolu gösterir. |
Hak İhlali Kararının Sonuçları: Adaletin Tesisi
AYM’nin bir hak ihlali kararı vermesi, sürecin sonu değil, adaletin yeniden tesis edilmesi için yeni bir sürecin başlangıcıdır. Bu kararlar, yasama, yürütme ve yargı organları dahil olmak üzere tüm devlet kurumları için kesin ve bağlayıcıdır. İhlal kararının en yaygın sonuçları şunlardır:
- Yeniden Yargılama: Eğer ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanıyorsa, AYM dosyayı, ihlali gidermesi için kararı veren ilgili mahkemeye gönderir. O mahkeme, AYM’nin belirttiği ihlali ortadan kaldıracak şekilde yeniden yargılama yapmak zorundadır.
- Tazminat: Yeniden yargılamanın mümkün olmadığı veya zararı gidermeye yetmediği durumlarda, AYM başvuran lehine maddi veya manevi tazminata hükmedebilir.
- İdari İşlemin Geri Alınması: İhlal bir idari işlemden kaynaklanıyorsa, ilgili idari makam bu işlemi geri almak veya değiştirmekle yükümlüdür.
Sonuç
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, Türkiye’deki hak arama yollarının zirvesidir ve temel hak ve özgürlükler için son bir ulusal güvence sunar. Ancak bu yolun etkin kullanılabilmesi, sürecin en başından itibaren stratejik bir yaklaşım gerektirir. Hak ihlali iddianızı, ilk mahkeme dilekçenizden itibaren Anayasal dayanaklarıyla birlikte dile getirmek, ileride AYM’ye yapacağınız başvurunun temelini sağlamlaştıracaktır. Unutulmaması gereken iki altın kural vardır: Tüm olağan kanun yollarını sonuna kadar tüketmek ve nihai karardan itibaren 30 günlük süreyi asla kaçırmamak. Bu süreç, teknik detayları, katı usul kuralları ve içtihat bilgisi gerektiren karmaşık bir alandır.