İçindekiler
Ayrılık Davası Nedir? TMK m.166
Ayrılık davası aile kurumu ile ilgili bir dava türüdür. Evlilik birliği aile müessesesinin kurulmasını sağlarken aile, toplum için en önemli yapı birimlerinden biridir. En küçük yapı birimi olması nedeni ile toplumun temel yapı taşı olarak da değerlendirilir. Bu sebeplerle ailenin korunması ve dağılmasının engellenmesi için kanunlara uygun hareket edilmek zorunludur. Boşanma davası aile birliğinin sonlandırılması amacı ile açılır. Eşler arasında yaşanan uyuşmazlıklar çeşitli nedenlerle olabilir.
Boşanma ailenin sonlandırılması olurken ayrılık davası da eşlerin ayrılması için açılabilen; fakat boşanma gibi evlilik birliğinin sona ermesine neden olmayan bir dava türüdür. Ayrılık davası ailenin korunması, boşanma öncesinde taraflara düşünme fırsatı verilmesi için açılan dava türüdür. Ayrılık davası ile eşler boşanma aşamasına gelmeden ailenin bir araya getirilmesi amaçlanır. Genellikle bilinmeyen bu dava türü eşlerin boşanma davası açtığı sırada öğrendikleri bir durumdur.
Ayrılık davası ile birlikte eşlerin ortak yaşamına bir süre ara vermeleri sağlanır. Boşanma davası açabilen eşler aynı zamanda ayrılık davası açabilme hakkına da sahip olurlar. Bu nedenle eşlerin ayrılık kararı vermeden önce uygulayabilecekleri farklı bir yol bulunur. Eşler ayrılık davası açarak ayrı yaşadıkları süre içerisinde evlilikleri ile ilgili olarak daha sağlıklı düşünme ve değerlendirme şansını elde edebilir. İşbu dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda “Boşanma” bölümü altında, boşanma davası ile birlikte şu şekilde düzenlenmiştir:
“Madde 167- Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir.
Madde 168- Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.
Madde 170- Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.
Madde 171- Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar.
Madde 172- Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur.”
Ayrılık Davası Nasıl Açılır?
Ayrılık davası eşlerin anlaşmazlık yaşadıkları durumlarda açabilecekleri dava türleri arasında yer alır. Boşanma davasından farklı olarak bu dava ile aile birliği sonlandırılmaz. Aile birliğine bir süreliğine ara veren bu dava sonucuna göre eşler ayrı yaşayabilir. Ayrı yaşadıkları süreçte de evlilikleri üzerinde düşünebilme fırsatı elde ederler. Ayrılık davası eşler arasında boşanmaya karar vermeye etken olabilecek haklı sebepler olmasına rağmen evliliğe ara verilmesine imkân tanır. Bu sayede eşlere düşünme fırsatı yaratılmış olur.
Ayrılık süresince taraflar daha sakin koşullarda olacağından boşanmak isteyip istemedikleri konusunda daha sağlıklı kararlar almaları kolaylaşır. Ayrılık davası uyarınca eşlerin ayrı yaşamasına karar verilir. Bu süre 1-3 yıl aralığında değişebilmektedir. Eşler arasında ortak hayatı yeniden sürdürebilme ihtimalinin olması bu davaların açılma nedenleri arasındadır. Ayrılık davası açılarak evlilik bağının tamamen kopması engellenmiş olur. Bu sayede evlilik birliğinin ayakta tutulabilmesi için önlem alınır. Eşler arasındaki barışma ihtimali karşısında ayrılık davaları çözüm üretir.
Ayrılık Davası Şartları
Ayrılık davası açılırken bazı şartların sağlanması gerekir. Bazı boşanma nedenleri ortaya çıktığında ayrılık davası da açılabilir. Ayrılık davasında hâkimin takdir yetkisi bulunur. Bu sebeple hakim karar verirken sadece ortaya çıkan şartlara bağlı kalmadan karar verebilmektedir.
- Evlilik birliği temelden sarsıldığında,
- Eşlerden biri zina yaptığı durumda,
- Haysiyetsiz yaşam sürülmesi durumunda,
- Terk etme durumlarında,
- Akıl sağlığı ile ilgili problemlerde
Ayrılık davası açılabilmektedir. Bu sebeplerin dışında yer alan bazı durumlarda ise ayrılık kararı verilmesi zordur. Bazı boşanma sebepleri ortaya çıktığında hâkim takdir yetkisini kullanmak kaydı ile hareket eder. Buna rağmen ayrılık kararının verilmesinin daha zor olduğu sebepler aşağıdaki durumlarda ortaya çıkar:
- Yaşama kastedilmesi,
- Çok kötü davranış,
- Onur kırıcı davranış.
Ayrılık Ne Kadar Sürebilir?
Ayrılık davası açılarak eşlerin ayrı kalması yönünde hâkimin takdir yetkisinde karar alınabilir. Bu durumda eşlerin ayrı kalabileceği süre miktarı da belirlenir. Ayrılık davasına bağlı olarak eşler için 1-3 yıl aralığında ayrı kalmaları yönünde karar verilebilmektedir. Bu sürenin işlemesi için ayrılık kararının kesinleşmesi gerekir. Karar kesinleştiği andan itibaren süre başlar. Hukuki açıdan bu konunun takip edilmesi ve sürenin kaçırılmaması önem arz eder. Bu nedenle ayrılık davası açmayı planlayan taraflar için hukuki danışmanlık alınması önerilir.
Aile hukuku avukatı aracılığı ile takip edilecek olan işlemler sayesinde tarafların konu ile ilgili olarak süreyi kaçırmaları engellenmiş olur. Dava sonucuna göre ayrı yaşamaya başlayan eşler bu süre içerisinde düşünme fırsatı da bulur. Sağlıklı bir karar vermelerini kolaylaştıracak bu durum eşlerin tekrar birleşmesine olanak yaratan bir uygulamadır.
Ayrılık Kararı Sonuçları
Ayrılık kararı sonuçları bakımından evlilik müessesesini sonlandırmayan fakat bir süreliğine ara vermeye imkân tanıyan bir yöntemdir. Bu sayede eşler arasındaki bağ koparılmaz fakat gevşetilir. Eşlerin ayrı yaşamaya başlaması bu davanın sonucudur. Bu süreçte eşlerin başka bir evlilik gerçekleştirmesi söz konusu olamaz. Boşanmanın gerçekleşmemiş olması nedeni ile eşler başka biri ile evlenemez. Eşler arasındaki hukuki bağ ve sadakat mükellefiyeti de devam eden durumlar arasında yer alır.
Velayet hakkı ana babadan birine bırakılır. Çocukların velayetini alan eş iştirak nafakası talep edebilir. Eşlerden biri maddi açıdan zayıf durumda ise tedbir nafakası hâkimin takdir yetkisinde olur. Hâkimin resen karar verme yetkilerinden biri de eşler arasında sözleşme ile kabul edilen mal rejiminin kaldırılması olur. Ayrılık davasında Aile Mahkemesi’ne müracaat edilmesi gerekir.