Hukuk düzeni, bireylerin kendi haklarını kullanabilmeleri ve borç altına girebilmeleri için “Fiil Ehliyeti”ne (ayırt etme gücü + erginlik + kısıtlı olmama) sahip olmalarını şart koşar. Ancak hayatın olağan akışı içinde bazı bireyler; yaşçılığı, akıl sağlığı sorunları, kötü yaşam tarzı veya tecrübesizlikleri nedeniyle kendi malvarlıklarını yönetemeyecek veya kendilerini koruyamayacak duruma gelebilirler. İşte bu noktada, “sosyal devlet” ilkesi gereği devletin koruyucu şemsiyesi devreye girer. Bu şemsiyenin adı Vesayet Kurumu‘dur. Halk arasında “Vasi Tayini” olarak bilinen bu hukuki süreç, bir kişinin özgürlüğünün kısıtlanarak yasal bir temsilci (Vasi) atanmasını ifade eder. Ancak bu işlem, kişinin tüm haklarının elinden alınması değil, aksine haklarının korunması işlemidir.
VELAYET, VESAYET VE VASİ NEDİR?
Vasilik konusunu anlamak için öncelikle kavramları doğru oturtmak gerekir. Uygulamada en çok karıştırılan iki kavram “Velayet” ve “Vesayet”tir.
1. Velayet ve Vesayet Farkı
- Velayet: Henüz 18 yaşını doldurmamış çocukların, anne ve babaları tarafından temsil edilmesidir. Anne ve baba hayattayken ve velayet hakları alınmamışken, çocuğa vasi atanmaz. Onlar doğal temsilcidir.
- Vesayet: Velayet altında bulunmayan küçüklerin (anne-baba vefat etmişse) veya ergin (18 yaş üstü) olmasına rağmen kısıtlanmış kişilerin devlet tarafından atanan bir temsilci ile yönetilmesidir.
2. Vasi (Vesayet Altına Alan) Kimdir?
Vasi; vesayet altındaki kişinin (kısıtlının) kişisel ve mali menfaatlerini korumak, hukuki işlemlerde onu temsil etmek üzere Mahkeme Kararı ile atanan kişidir. Vasi, kısıtlının “hizmetçisi” veya “bakıcısı” değildir; yasal temsilcisidir.
3. Vesayet Makamları
Vesayet süreci iki farklı mahkemenin denetiminde yürür:
- Vesayet Makamı (Sulh Hukuk Mahkemesi): Vasiyi atayan, görevden alan, malların satışına izin veren ilk derece merciidir.
- Denetim Makamı (Asliye Hukuk Mahkemesi): Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararlarını denetleyen, vasinin yıllık raporlarını inceleyen üst merciidir.
KİMLERE VASİ ATANIR? (KISITLAMA SEBEPLERİ)
Hukukumuzda bir kişinin “Ben annemin vasisi olmak istiyorum” demesi yeterli değildir. Kanun, özgürlüğü kısıtlayıcı bir işlem olduğu için vasi atanmasını belirli (tahdidi) sebeplere bağlamıştır. TMK 405 ve devamı maddelerinde bu sebepler şöyle sıralanmıştır:
1. Akıl Hastalığı veya Akıl Zayıflığı (TMK m. 405)
En sık karşılaşılan sebeptir. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle işlerini göremeyen, korunması ve bakımı için başkasının yardımına muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.
Prosedür: Mahkeme, kişinin dış görünüşüne bakarak karar vermez. Mutlaka tam teşekküllü bir devlet hastanesinden veya Adli Tıp Kurumu’ndan Sağlık Kurulu Raporu (Heyet Raporu) alınması zorunludur. Raporda “Vesayet altına alınması gerekir” ibaresi yoksa hakim vasi atayamaz.
Örnekler: Alzheimer, Demans, Şizofreni, Bipolar Bozukluk, İleri Derece Zeka Geriliği.
2. Savurganlık, Alkol/Uyuşturucu Bağımlılığı, Kötü Yaşam Tarzı (TMK m. 406)
Bir kişi akıl hastası olmasa bile, yaşam tarzı ile kendisini veya ailesini darlığa ve yoksulluğa düşürme tehlikesi yaratıyorsa kısıtlanabilir.
- Savurganlık: Malvarlığını gereksiz, anlamsız ve aşırı harcamalarla tüketenler.
- Bağımlılık: Alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı nedeniyle işlerini yönetemeyenler.
- Kötü Yönetim: Malvarlığını yönetme becerisinden yoksun olup, sürekli dolandırılan veya mal kaybedenler.
3. Özgürlüğü Bağlayıcı Ceza (Hapis Cezası) (TMK m. 407)
Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya (hapis cezasına) mahkum olan her ergin kısıtlanır. Cezaevindeki kişi hukuki işlemlerini (alım-satım, banka işlemi vb.) yapamayacağı için kendisine zorunlu olarak vasi atanır. Hapis cezası sona erdiğinde vesayet kendiliğinden kalkar.
4. İstek Üzerine (Yaşlılık ve Sakatlık) (TMK m. 408)
Burada kişinin rızası esastır. Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin, bizzat mahkemeye başvurarak “Bana vasi atayın” diyebilir. Bu durumda sağlık kurulu raporu şart değildir, kişinin beyanı ve fiziki durumu (örneğin yatalak olması) yeterli olabilir.
VASİ TAYİNİ SÜRECİ VE YARGILAMA USULÜ
Vasi tayini davası, basit bir dilekçe ile başlar ancak raporlar ve incelemeler nedeniyle teknik bir süreçtir.
Dava Nerede Açılır?
Yetkili mahkeme, hakkında vesayet kararı verilecek kişinin yerleşim yeri (ikametgahı)ndaki Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Kişi hastanede veya bakım evindeyse, nüfusa kayıtlı olduğu yer değil, resmi ikametgahı esas alınır.
Kimler Davayı Açabilir?
Vasi tayinini eş, çocuklar, akrabalar, komşular isteyebileceği gibi; doktorlar veya idari makamlar da durumu mahkemeye ihbar edebilir. Kamu düzenine ilişkin olduğu için hakim, ihbar üzerine kendiliğinden de harekete geçebilir.
Yargılama Aşamaları
- Başvuru: Dilekçe ile mahkemeye başvurulur. (Gerekçeler ve deliller sunulur).
- Sevk: Mahkeme, kısıtlanacak kişiyi hastaneye sevk eder. (Kişi gidemeyecek durumdaysa evde inceleme yapılabilir).
- Rapor: Heyet raporu mahkemeye ulaşır.
- Dinleme: Hakim, kısıtlanması istenen kişiyi (sağlığı elveriyorsa) bizzat dinler. “Sana vasi atayacağım, ne diyorsun, kimi istiyorsun?” diye sorar.
- Karar: Şartlar oluşmuşsa vesayet kararı verilir ve vasi atanır.
VASİNİN GÖREVLERİ VE İLK YAPILMASI GEREKENLER
Mahkeme tarafından vasi olarak atandığınızda, elinize verilen karar kağıdı size sınırsız bir yetki vermez. Aksine, her adımınızın devlet tarafından denetlendiği ciddi bir sorumluluk altına girersiniz. Karar kesinleştikten sonra yapılması gereken ilk ve en önemli işlem “Defter Tutma” işlemidir.
1. Defter Tutma Yükümlülüğü (Envanter)
Vasi göreve başlar başlamaz, Sulh Hukuk Mahkemesi hakimi veya görevlendireceği bir memur ile birlikte, kısıtlıya ait tüm malvarlığını (taşınır, taşınmaz, para, altın, borç ve alacaklar) tek tek tespit ederek bir deftere kaydeder.
Neden Önemli? Bu defter, vasinin zimmet belgesidir. Görevi sona erdiğinde, defterde yazılı olan malları eksiksiz teslim etmek zorundadır. Eğer deftere yazılmayan bir mal sonradan kaybolursa veya defterdeki mal satılırsa, vasi bunu tazmin etmekle yükümlüdür.
2. Değerli Eşyaların ve Paranın Saklanması
Kısıtlının kıymetli evrakı (tahvil, senet), değerli eşyaları (mücevherler) ve önemli belgeleri, mahkemenin belirleyeceği güvenli bir yerde veya banka kasasında saklanır.
Nakit Para Kuralı: Kısıtlının parası, vasinin cebinde duramaz. Vasinin, kısıtlı adına “Faiz Getiren” bir banka hesabı (Milli bir bankada) açması ve paraları oraya yatırması yasal zorunluluktur. Vasi, günlük zorunlu ihtiyaçlar dışında parayı elinde tutamaz.
3. Kişisel Özen ve Bakım Görevi
Vasilik sadece para yönetimi değildir. Vasi, kısıtlının tedavi süreçlerini takip etmek, barınmasını sağlamak, huzurevine veya hastaneye yatırılması gerekiyorsa bu işlemleri yapmakla da yükümlüdür.
MALVARLIĞININ YÖNETİMİ VE “SATIŞ İZNİ” PROSEDÜRÜ
Vasi atanan kişilerin en çok yanıldığı nokta şudur: “Ben vasiyim, annemin evini satıp onun hastane masraflarını ödeyebilirim.”
HAYIR, SATAMAZSINIZ. Vasi, mahkeme kararı olmadan kısıtlının hiçbir taşınmazını satamaz, devredemez, ipotek edemez.
1. Taşınmaz (Ev/Arsa) Satışı Nasıl Yapılır?
Kısıtlıya ait bir gayrimenkulün satılması gerekiyorsa (örneğin bakım masrafları için nakit ihtiyacı varsa), vasi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak “Satış İzni Davası” açmalıdır.
- Zorunluluk Şartı: Mahkeme, satışın kısıtlının menfaatine olup olmadığına bakar. Keyfi satışa izin verilmez.
- Bilirkişi Değerlemesi: Mahkeme, taşınmazın değerini belirlemek için bilirkişi gönderir.
- İhale Usulü (Açık Artırma): Kural olarak kısıtlının malları “Pazarlık Usulü” ile satılamaz. Mahkeme gözetiminde, açık artırma (ihale) yoluyla en yüksek teklifi verene satılır. Bu kural, malın ucuza gitmesini önlemek içindir. (İstisnai hallerde pazarlık usulüne izin verilebilir ancak zordur).
2. Bankadan Para Çekme Yetkisi
Vasi, kısıtlının bankadaki parasını veya maaşını çekebilmek için de kararında özel yetki bulunmasını istemelidir. Genellikle mahkemeler, “Maaşı çekmeye yetkilidir” şeklinde karar verirler. Ancak blokeli hesaplardaki yüklü paraların çekilmesi için her seferinde mahkemeden ek karar (izin) gerekebilir.
YASAKLI İŞLEMLER VE MAHKEME İZNİ GEREKTİREN HALLER
Türk Medeni Kanunu, vasinin yetkilerini üç kategoriye ayırmıştır: Vasinin tek başına yapabilecekleri, Sulh Hukuk Mahkemesi izniyle yapabilecekleri ve Asliye Hukuk Mahkemesi izniyle yapabilecekleri.
A. Kesinlikle Yasak Olan İşlemler (TMK m. 449)
Mahkeme izin verse dahi vasi, kısıtlı adına şu işlemleri ASLA YAPAMAZ:
- Kısıtlı adına Kefil Olmak (Kısıtlıyı borç altına sokan kefalet imzası atamaz).
- Önemli bağışlarda bulunmak (Kısıtlının malını başkasına hibe edemez).
- Vakıf kurmak.
B. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin İzni Gereken İşler (TMK m. 462)
Şu işlemleri yapmadan önce vesayet makamından (Sulh Hukuk) izin almak şarttır:
- Taşınmaz alımı, satımı, rehnedilmesi.
- Olağan dışı yapı işleri (Büyük tadilatlar).
- Ödünç para verme veya alma.
- Kambiyo taahhüdü altına girme (Senet imzalama).
- 1 yıl veya daha uzun süreli kira sözleşmesi yapma.
- Mirasın kabulü, reddi veya miras taksim sözleşmesi yapma.
C. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Denetim Makamı) İzni Gereken İşler (TMK m. 463)
Bazı çok önemli kararlarda Sulh Hukuk’un izni yetmez, bir üst makam olan Asliye Hukuk’un da onayı gerekir:
- Kısıtlının evlat edinmesi veya evlat edinilmesi.
- Vatandaşlığa girme veya çıkma.
- İşletmenin devralınması veya tasfiyesi.
- Ömür boyu aylık veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapılması.
VASİNİN SORUMLULUĞU VE ÜCRET HAKKI
Vasilik, manevi yönü ağır basan bir görev olsa da hukuki ve mali sorumlulukları çok ağırdır. Türk Medeni Kanunu, vasinin “iyi bir yönetici gibi” (basiretli) davranmasını şart koşar.
1. Vasinin Hukuki ve Cezai Sorumluluğu
Vasi, görevi sırasında kusurlu davranışlarıyla kısıtlıya verdiği her türlü zarardan doğrudan sorumludur.
- Tazminat Davası: Eğer vasi, kısıtlının parasını kendi işinde kullanıp batırırsa, evi değerinin altına satarsa veya kiraları tahsil etmeyip zamanaşımına uğratırsa; kısıtlı (veya yeni atanan vasi) tarafından açılacak tazminat davası ile bu zararı kendi malvarlığından ödemek zorundadır.
- Devletin Sorumluluğu: Vasi zararı ödeyemezse ne olur? Kanun koyucu burada mağduru korumak için “Devletin Kusursuz Sorumluluğu” ilkesini getirmiştir. Zarar vasiden tahsil edilemezse, devlet zararı karşılar ve daha sonra vasiye rücu eder (yansıtır).
- Ceza Davası (Görevi Kötüye Kullanma): Vasi, yetkilerini kötüye kullanırsa (zimmet, evrakta sahtecilik vb.), Türk Ceza Kanunu kapsamında “Kamu Görevlisi” gibi yargılanır ve hapis cezası alabilir.
2. Vasi Maaş (Ücret) Alabilir mi?
Evet, alabilir. Vasilik kural olarak fahri (gönüllü) bir görev olsa da, vasinin harcadığı emek ve mesai karşılığında bir ücret talep etme hakkı vardır (TMK m. 457).
- Kim Belirler? Vesayet makamı olan Sulh Hukuk Hakimi belirler.
- Ne Kadar? Kısıtlının malvarlığının büyüklüğüne ve vasinin harcadığı emeğe göre makul bir ücret takdir edilir.
- Nereden Ödenir? Ücret, kısıtlının malvarlığından ödenir. Eğer kısıtlının parası yoksa, vasi ücret talep edemez; ancak yaptığı zorunlu masrafları Hazine’den isteyebilir.
VESAYETİN SONA ERMESİ VE HESAP VERME
Vesayet ilişkisi sonsuza kadar sürmez. Sona erme nedenleri “Vasi için” ve “Kısıtlı için” olmak üzere ikiye ayrılır.
A. Vasi İçin Görevin Sona Ermesi
Şu hallerde kişinin vasilik görevi biter, ancak vesayet devam eder (Yerine yeni vasi atanır):
- Süre Dolumu: Vasi kural olarak 2 yıl için atanır. Süre dolunca vesayet makamı görevi 2 yıl daha uzatabilir. Toplam 4 yılın sonunda vasi “Artık yapmak istemiyorum” diyerek görevden çekilebilir. (Kendi isteğiyle devam etmek isterse süre uzatılabilir).
- İstifa (Çekinme): Vasi, haklı bir sebep (hastalık, başka şehre taşınma vb.) varsa görev süresi dolmadan istifa edebilir.
- Azil (Görevden Alınma): Vasi görevini kötüye kullanır, yetersiz kalır veya kısıtlıya zarar verirse; mahkeme tarafından görevden alınır (azledilir).
B. Vesayetin (Kısıtlılığın) Tamamen Sona Ermesi
Şu hallerde kısıtlılık hali tamamen biter ve kişi özgürlüğüne kavuşur:
- Ölüm: Kısıtlının vefatı ile vesayet hukuken sona erer. Mallar mirasçılara geçer.
- Sebebin Ortadan Kalkması:
- Akıl hastası iyileşirse (Sağlık kurulu raporu ile ispatlanmalı).
- Hükümlü cezaevinden tahliye olursa.
- Savurganlığı nedeniyle kısıtlanan kişi, en az 1 yıl boyunca düzgün bir hayat sürdüğünü ispatlarsa.
Mahkeme kararıyla vesayet kaldırılır.
C. Final Raporu ve İbra (Aklanma)
Görevi sona eren vasi, “benden bu kadar” diyip gidemez.
1. Son Rapor: Görev süresindeki tüm gelir-giderleri, malvarlığının son durumunu gösteren “Nihai Rapor”u mahkemeye sunar.
2. Teslim: Malları yeni vasiye, mirasçılara veya kısıtlılığı kalkan kişiye teslim eder.
3. İbra: Mahkeme raporu inceler, doğru bulursa vasiyi ibra eder (aklar). İbra edilmeyen vasiye karşı tazminat yolu açıktır.
SIKÇA SORULAN SORULAR (SSS)
Vasi, kısıtlının maaşını kendi hesabına aktarabilir mi?
Hayır. Bankalar genellikle vasi adına değil, “Kısıtlı … adına Vasi …” şeklinde hesap açarlar. Vasi parayı çekerken mahkeme kararını ibraz eder. Paranın doğrudan vasinin şahsi hesabına aktarılması hukuka ve denetim ilkelerine aykırıdır.
Vasi, kısıtlıyı huzurevine yatırabilir mi?
Vasi, kısıtlının bakımı için en uygun ortamı sağlamakla yükümlüdür. Eğer evde bakım imkanı yoksa veya kısıtlının durumu profesyonel bakım gerektiriyorsa, vasi onu bir kuruma (huzurevi, bakım merkezi) yerleştirebilir. Ancak bu durum kısıtlının özgürlüğünü bağlayıcı bir işlem olduğu için vesayet makamına bilgi verilmesi ve onay alınması yerinde olur.
Vasi, kısıtlının eşine boşanma davası açabilir mi?
Bu konu tartışmalıdır. Kural olarak boşanma “kişiye sıkı sıkıya bağlı” bir haktır. Ancak Yargıtay, kısıtlının menfaatinin açıkça tehlikede olduğu durumlarda (örneğin eşi onu dövüyorsa veya malvarlığını tüketiyorsa) vasinin, mahkemeden özel izin alarak boşanma davası açabileceğini kabul etmektedir.
ÖZET VE TAVSİYE
Vasilik, sanıldığı gibi sadece “imza yetkisi” almak değil, bir başkasının hayatının sorumluluğunu devlet adına üstlenmektir. Yapacağınız her kuruş harcamanın faturasını saklamak, her yıl mahkemeye rapor vermek ve malvarlığını eksiltmemek zorundasınız.
Eğer vasi olmayı düşünüyorsanız; bu sorumluluğu (özellikle defter tutma ve hesap verme kısmını) göze alarak hareket edin. Eğer kısıtlı yakınıysanız ve vasinin görevini kötüye kullandığını düşünüyorsanız, denetim makamı olan Asliye Hukuk Mahkemesi’ne şikayet hakkınızı kullanmaktan çekinmeyin.
Yasal Uyarı: Bu içerik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve güncel Yargıtay uygulamaları dikkate alınarak bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Her dosya kendine özgü detaylar içerir. Hak kaybı yaşamamak için uzman bir avukattan destek almanız önemle tavsiye edilir.

Gunaydin annemin valiliğine aldim üzerinde hiç bir mal varlığı yok sadece banka işlemleri maaş alımı promosyon banka degisikli fakat hakim bunları karara yazmadığı için bu işlemleri yapamıyorum ne yapabilirim yardımcı olursanız sevinirim
Merhaba, vesayet kararına eksik yazılan yetkiler için hakimden ek karar talep edebilirsiniz. Dilekçe ile mahkemeye başvurun. İyi günler dileriz.
Merhaba yaşlı yatağa bağımlı zihinsel hastası olan babama vasi olarak atandım. Kısıtlı Babam ablamla yaşıyor. Ablam artık sen bak vasiside zaten sensin dedi. ben vasisi olduğum için Babamı almak zorundamıyım yasa böyle midir. Cevabınıza göre davranış göstericem. Teşekkür ederim.
Hayır, getirmez. Mahkeme tarafından atanan bir vasinin görevi, vesayeti altındaki kişinin mal varlığını yönetmek ve hukuki işlerinde onu temsil etmektir. Vasilik, kişisel bakım yükümlülüğünü otomatik olarak içermez. Vasinin sorumluluğu, kısıtlının menfaatleri doğrultusunda bakımının en iyi şekilde organize edilmesini sağlamaktır. Bu, kısıtlının kendi mal varlığı kullanılarak bir bakım evine yerleştirilmesi veya bir bakıcı tutulması şeklinde de yerine getirilebilir.
Bu yanıt genel bilgilendirme amaçlı olup hukuki danışmanlık değildir.
Merhabalar annemin vasiligini almıştım vasilik sürem bitmiş annemin adına sadece hatayda bir gecekondu var vasilik süresince hiç bir evrak mahkemeye sunamadim birde abimde kalmış bir emeklilik maaşı var vasiligi uzatmak istiyorum ne yapmam gerekiyor şimdiden teşekkürler
Süresi dolan vasilik kararını uzatmak için, ilk vasilik kararını veren Sulh Hukuk Mahkemesi’ne bir dilekçe ile başvurmanız gerekmektedir. Dilekçenizde, vasiliğin uzatılmasına neden ihtiyaç duyulduğunu (annenizin sağlık durumunun devam etmesi gibi) açıklamalı ve uzatma talebinde bulunmalısınız. Mahkeme, durumu yeniden değerlendirerek ve muhtemelen yeni bir sağlık kurulu raporu isteyerek vasilik süresini uzatabilir.
Bu yanıt genel bilgilendirme amaçlı olup hukuki danışmanlık değildir.