Kamulaştırma Ne Demektir, Kamulaştırma Davaları Nelerdir?
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun hükümleri uyarınca kamulaştırma, idarelerin kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını, bedellerini nakden ve peşin olarak veya kanunda belirtilen hallerde eşit taksitlerle ödemek suretiyle gerçek kişilerden ve özel hukuk tüzel kişilerinden satın alarak özel mülkiyete son verilmesidir. Kamulaştırmayı kamu hizmetini hangi idare yönetecekse o idare yapar.
Örneğin Millî Eğitim Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü adına yol kamulaştırması yapamaz. Yani idareler kanunlarla yürütmek zorunda oldukları hizmetler için kamulaştırma yapabilirler. Kamulaştırma işleminden önce idareler kamu yararı kararını almak ve bu kararı onaylatmak zorundadırlar. Ancak istisnai bazı işlerde kamu yararı almak zorunlu değildir. Örneğin onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel projesine göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına gerek yoktur.
İdareler kamulaştırmayı bedeli karşılığında yaparlar. Bunun için fiyat araştırması yaparak taşınmazın öncelikle satın alınması yoluna giderler. İdare ve taşınmaz sahibi taşınmazın satım bedeli hakkında anlaşamazsa idare taşınmaz bedelinin tespiti ve taşınmazın idaresi adına tescili için taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesine dava açar. Asliye hukuk mahkemesi en geç 30 gün sonrası için duruşma günü vererek dava dilekçesi ve eklerini taşınmaz malın malikine tebliğ eder.
Mahkemece taşınmaz mal malikine çıkarılacak davetiyede bu davetiyenin tebliğ tarihinden itibaren en geç 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açılması ve yürütmeyi durdurma kararı getirilmesi, aksi takdirde kamulaştırmanın kesinleşeceği belirtilir.
Yukarıda yapılan açıklamaları bir bütün olarak değerlendirdiğimizde, genel itibariyle kamulaştırma işleminden kaynaklı iki tür dava olduğu, bunlardan birincisinin kamulaştırma işlemine karşı İdare mahkemesine açılacak iptal davası, diğerinin ise asliye hukuk mahkemesine açılacak bedel tespiti ve tescil davası olduğu, ilgililer kamulaştırma işlemine karşı dava açacaklar ise bu davayı asliye hukuk mahkemesinin meşruhatlı davetiyesini tebliğ aldıktan itibaren 30 gün içinde İdare mahkemesine dava açmaları gerektiği, bedel tespiti ve tescil davasının ise idareler tarafından taşınmaz maliklerine karşı asliye hukuk mahkemesinde açılacağı sonucuna varılmaktadır.
Kamulaştırılan Taşınmaz Daha Sonradan Taşınmazın Eski Malikleri Tarafından Geri Alınabilir Mi, Bu Davaya Hangi Mahkemeler Bakar?
Kamulaştırma Kanunu’nun 23.maddesi uyarınca, kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya devir veya tahsis yapılan idarece; kamulaştırma ve devir amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabilirler. Bu davaya bakmakla görevli mahkeme yine taşınmaz malın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesidir.
Kamulaştırmasız El Atmadan Kaynaklı Tazminat Davalarında Hangi Mahkeme Görevlidir?
İdarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
Buna göre imar planlarıyla kamu hizmet alanları (park, yol, okul, hastane vs.) olarak işlevlendirilmesine karşın aradan geçen uzun zaman içinde taşınmaz kamulaştırılmaz ve boş olarak bırakılır ise bu hukuki el atma olup bu tür uyuşmazlıklardan kaynaklı tam yargı davalarına idare mahkemeleri bakar. Buna karşılık, idarelerin, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapmaksızın taşınmaza fiilen el atılması durumunda idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliği taşıdığı açıktır.
İdarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Kamulaştırma İşlemine Karşı İdare Mahkemesine Karşı Açılacak İptal Davalarında Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
Davada yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu ildeki idare mahkemesi, o ilde idare mahkemesi yoksa o ilin yargı yetkisi içinde olan idare mahkemesi yetkili olup davayı yetkili mahkemede açmak gerekir. Görev konusunda taşınmazın bedeline ilişkin uyuşmazlıklar ile kamulaştırılan taşınmazın sonradan malikler tarafından bedeli karşılığında satın alınmasından kaynaklı davalar asliye hukuk mahkemesinde çözümleneceğinden bu davaların idare mahkemesinde açılmaması gerekir.
İdare mahkemesi kamu yararı kararı ve kamulaştırma işlemine karşı açılacak iptal davasında görevlidir. Yine taşınmaza kamulaştırmasız fiilen el atılmasından (kamulaştırma kararı olmadan taşınmaza okul yapılmış, yol geçirilmiş vs.) veya plan ve projeye aykırı işlem ve eylem yapılmasından (imar planında okul alanı olarak belirlenen taşınmazın yol yapımı için kamulaştırılması, 25 m’lik yol için fazladan 30 m kamulaştırma yapılması gibi) kaynaklı tazminat davalarının da asliye hukuk mahkemesine açılması gerekmekte olup idare mahkemeleri bu davalarda görevsizdir.
Ancak imar planlarıyla kamu hizmet alanları (park, yol, okul, hastane vs.) olarak işlevlendirilmesine karşın aradan geçen uzun zaman içinde taşınmaz kamulaştırılmaz ve boş olarak bırakılır ise bu hukuki el atma olup bu tür uyuşmazlıklardan kaynaklı tam yargı davalarına idare mahkemeleri bakar. Kamulaştırma işlemine karşı asliye hukuk mahkemesince yapılan meşruhatlı davetiye kararının tebliğ alınmasından itibaren 30 günlük sürede dava açmak gerekmektedir.
Burada özel dava açma süresi olup 60 günlük sürede açılan ya da 2577 sayılı İYUK’ un 11. maddesi işletilerek itiraz üzerine açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddedileceği açıktır. Dava dilekçesinde işlemin tebliğ tarihi olarak asliye hukuk mahkemesi meşruhatlı davetiye kararının tebliğ tarihi gösterilmelidir. Kamulaştırma imar planına dayalı olarak yapılmış ise muhakkak kamulaştırma kararı ile birlikte imar planının da iptali istenmelidir.
Çünkü imar planına dayalı kamulaştırmalarda kamu yararı kararı alınması söz konusu olmayıp idare mahkemesi yalnızca plana karşı dava açılıp açılmayacağını denetleyecektir. Dolayısıyla imar planına dayalı kamulaştırmalarda plana dava açılmadan sadece kamulaştırma işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddedilmesi kuvvetle muhtemeldir.
Kamulaştırma imar planının uygulama işlemi olduğundan ilginin kamulaştırma kararı ile birlikte planı da dava konusu etmesinde süre aşımı yönünden bir engel bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde yürütmeyi durdurma talebinin bulunması gerekir. Çünkü idare mahkemesi nezdinde dava açıldığına ve yürütmeyi durdurma kararı verildiğine dair karar asliye hukuk mahkemesine sunulmaz ise kamulaştırma işlemi kesinleşmiş olacaktır ve asliye hukuk mahkemesi bedel tespiti ve tescil işlemlerini başlatacaktır.