Reddi miras olarak adlandırılan uygulama yasal mirasçıların yanı sıra atanmış mirasçılar açısından da gerekli olabilir. Muris adı verilen miras bırakanın vefat ettiğinde terekesi üzerinde yasal mirasçıların yanı sıra atanmış mirasçıların da hakları bulunur.
Miras hukuku söz konusu olduğunda zümre sisteminden bahsetmek gerekir. Derecelendirme yani zümre sistemine bağlı olarak miras paylaşımı yapılırken bu süreçte hukuk kurallarına bağlı olarak hareket edilir. Mirasçıların bazı durumlarda reddi miras yapması söz konusu olurken bu gereklilik çeşitli sebeplere bağlı olarak oluşabilir.
Yasal ve atanmış mirasçıların mirasçılık haklarını kazanabilmeleri murisin vefatı ile söz konusu olur. Mirasçılar yasal olarak miras bırakanın mallarına ortak olurken aynı zamanda borçları açısından da aynı ortaklık söz konusudur. Borç sorumluluğu mirasçılar açısından tereke ile sınırlı olmayan bir durumdur. Miras bırakanın borçları terekeyi aşan miktarda olduğunda bu durumda mirasçılar kendi malvarlıkları ile bu sorumluluğun gereklerini yerine getirmek zorundadır.
Mirasçıların bazı durumlarda reddi miras yöntemini seçmesi kaçınılmaz olur. Murisin borçları terekenin üzerinde olduğunda ve mirasçıların bu borcu kendi mal varlıkları ile karşılaması durumu hasıl olduğunda reddi miras yapılabilmektedir.
İçindekiler
Reddi Miras
Reddi miras olarak adlandırılan durum mirasın mirasçılar tarafından reddedilmesidir. Murisin terekesi üzerinde hak sahibi olan mirasçılar aynı zamanda borçlarından da sorumludur. Miras bırakanın borçlarının terekenin üzerinde olması halinde mirasçılar bu borçları ödemekle yükümlü olacağından kendi mal varlıkları ile ödemek zorunda kalırlar.
Reddi miras olarak adlandırılacak uygulama ile mirasçılar miras bırakanın borç yükü altından kurtulabilirler. Bununla birlikte reddi mirasın yapılması durumunda aktif mal varlığı da reddedilmiş olacaktır. Reddi miras, miras bırakanın ölümünün ardından gerçekleştirilebilecek bir işlemdir.
Reddetme işlemi yapılırken bu kayıtsız ve şartsız olarak gerçekleştirilmek zorundadır. Bir şarta bağlı olarak mirasın reddedilmesi mümkün olmaz. Bundan dolayı da mirasçı murisin bırakacağı tereke üzerinden yasal haklarını istemediğinde mirası reddetme hakkını kullanırken şart öne sürmemelidir.
Mirasçı murisin son yerleşim yerinde bulunan Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurduğunda bunu sözlü veya yazılı olarak beyan edebilir. Sözlü olarak yapılan beyanların kayıt altına alınması gerekir. Mirasın reddi işlemi kısmi olarak yapılabilen bir işlem değildir. Miras reddedildiğinde tümü için bu durum geçerli olur.
Miras bırakanın vefatının ardından ya da mirasçının mirasçılık haklarını öğrenmesi ile birlikte üç aylık hak düşürücü süre başlayacağından dolayı mirasın reddedilmesi gerekli ise bu sürenin dikkate alınması gerekir.
Miras bırakanın vefatından önce mirastan çıkılmak istendiğinde farklı uygulamaların yapılması gerekir. Bu durumda mirasçı mirastan feragat sözleşmesini miras bırakanla birlikte imzalamak durumundadır. Mirastan feragat sözleşmesi iki tarafın irade beyanı ile hazırlanırken ölüme bağlı tasarrufa gerek duyulur. Miras sözleşmeleri için geçerli olan hukuki kurallar feragat sözleşmeleri için de geçerlidir.
Reddi miras işlemleri miras bırakanın vefatının ardından gerçekleştirilecek bir işlemdir. Bu tür bir başvuru yapılacağı zaman ise mahkemeye başvurmak gerekir. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne yapılacak olan başvuruların ardından reddi miras mümkün olur. Yasal süresi içerisinde reddi miras yapmayan kişilerin miras hakkını kayıtsız ve şartsız olarak kazandıkları görülür.
Reddi Miras Koşulları Nelerdir?
Reddi miras gerçekleştirileceği zaman Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurulur. Bu müracaatlar sırasında bazı koşulların sağlanması gerekirken şartlar aşağıdaki gibidir:
- Miras bırakanın vefat etmiş olması gerekir.
- Reddi miras kişisel nedenlerle de talep edilebilecek bir işlemdir. Bundan dolayı da borç ya da farklı bir sebebe dayandırılarak talep edilebilir.
- Reddi miras yapılabilmesi için miras mallarına yönelik olarak gözetim ve koruma masraflarını aşacak bir tasarruf gerçekleşmemelidir. Reddi miras süresi içerisinde gerçekleşecek bu tür kanuna uygun olmayan işlemlere bağlı olarak reddi miras hakkı kabul edilmeyebilmektedir.
Mirası reddedebilmek için yasal süresi içerisinde başvuru yapılmış olması gerekir. Mirasın reddi söz konusu olduğunda 3 aylık hak düşürücü sürenin göz ardı edilmemesi gerekir. Bu süre miras bırakanın vefatı ile başlar. Ayrıca mirasçıların mirasçı olduklarını öğrenmelerinden itibaren de bu sürenin başladığı kanunlarla açıklanır. Bunun yanı sıra reddi miras işlemleri için bir şart öne sürülememektedir. Bu hakkı kullanmak isteyen kişi açısından ise fiil ehliyeti zorunludur.
Miras reddedileceği zaman terekeye ait aktif ve pasif tüm değerler bu kapsamda ele alınır. Mirasın bir kısmı reddedilemez. Miras reddi gerçekleştiğinde mirasçı miras bırakanın borçlarından sorumlu olmaz. Bunun yanı sıra miras bırakanın aktif mal varlığı üzerindeki haklarını da kaybeder.
Reddi miras yapabilmek için 3 aylık bir hak düşürücü süreden söz etmek gerekir. Mirasçı olduğunu sonradan öğrenen mirasçılar açısından ise bu hak öğrenme ile başlamaktadır. Mirasçı, mirasçı olduğunu öğrendiğinde bu işlemleri yapabilmesi için kendisine tanınan hak düşürücü süre 3 aydır.
Reddi Miras Sonuçları
Reddi miras yapan mirasçı açısından sonuçların da bilinmesi gerekir. Mirasçı mirasçılık hakkını reddettiğinde mirasçı sıfatını kaybedecektir. Mirası reddeden tarafın altsoyunun olması durumunda reddedenin hakları alt soyuna geçer. Reddi miras yapanın alt soyu yok ise bu durumda onun payı aynı zümrede olanların payını artırmaya yarar.
En yakın yasal mirasçıların tamamının mirası reddetmesi durumunda ortaya çıkan sonuç ise terekenin iflas hükümleri uyarınca tasfiyesinin gündeme gelmesidir. Bu durumda mirasın reddi işlemine bağlı olarak mirasın, mirası reddedenlerin yerini alan mirasçılara geçmesi söz konusu olmamaktadır.
Atanmış mirasçıların hepsinin mirası reddetmesi durumunda payları terekeye geri döner ve bu durumdan yasal mirasçıların yararlanması söz konusu olur. Yasal mirasçıların yanı sıra atanmış mirasçıların tamamının mirası reddetmesi durumunda ise resmi tasfiye işlemi yapılması gerekli olur.
Yasal mirasçıların mirası reddetmesi durumunda ise onların yerine geçen yasal mirasçılar üzerinden miras paylaşımı yapılır. Altsoyun tamamı mirası reddederse bu durumda miras eşe geçmektedir.
Reddi Miras Başvuru Süresi
Reddi miras yapmak isteyen mirasçıların yasal süresi içerisinde başvurmaması durumunda otomatik olarak mirastan yararlanmaya hak kazandıkları görülür. Mirası reddedebilme süresi miras bırakanın vefatının ardından 3 aydır. Mirasçı kendisine miras kaldığını geç öğrendiğinde ve yasal süresi içerisinde reddi miras işlemini başlatmadığında kendisinden geç öğrendiğini ispat etmesi istenir.
Mirasçı, miras bırakanın vefatından sonra mirasçı olduğunu öğrendiğini ispatlaması durumunda Sulh Hukuk Hakimliği tarafından hak tanınabilmektedir. Sulh Hukuk Hakimliği mirasın reddi işlemi için tanınan süreyi uzatma hakkına sahiptir. Bunun yanı sıra yeni süre tanınması da mümkün olabilir.
Reddi Miras Hukuki Danışmanlık
Reddi miras konusunda kişilerin hukuki danışmanlık alması hak kayıplarını engelleyici bir durumdur. Avukatlar kişi haklarının savunulması sırasında görev alan temsilcilerdir. Hukuki konularda danışmanlık gerektiğinde de avukatların deneyimlerinden yararlanılır.
Miras hukuku içerisinde birçok konunun yer alması ve bu konuların birbiri ile ilişkili olabilmesi nedeni ile bu alan karmaşık bir hukuk dalı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sebeplerle de kişilerin hak kaybı yaşamaması adına hukuki danışmanlık alınacağı zaman profesyonel anlamda hizmet veren hukukçulara gerek duyulur.
Hukukçuların varlığı ortaya çıkabilecek yanlışlıkların giderilmesinin yanı sıra hak kayıplarını da engelleyici bir durumdur. Hukuk bilimsel bir çalışma alanına sahiptir. Kendine özgü bir dilinin olması ve bilimsel terimleri içermesi nedeni ile anlaşılması güç bir disiplindir. Bu sebeplerle de kişilerin mahkemeler sırasında ve başvuru süreçlerinde hukuki danışmanlara gereksinimi olur.