Kıyı ve Sahil Şeritlerindeki İmara Aykırı Yapılaşmaların Kaldırılmasında Hangi İdareler Yetkilidir?
3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 14. maddesinde: “Bu Kanun kapsamında kalan alanlarda ruhsatsız yapılar ile ruhsat ve eklerine aykırı yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır” hükmüne, 15. maddesinde ise: “Kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engelleri oluşturanlara iki bin Türk Lirasından on bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” Ayrıca oluşturulan engellerin beş günden fazla olmamak üzere belirlenen süre zarfında kaldırılmasına karar verilir.
İlgili kanunlarda belirtilen makamların yetkileri saklı kalmak üzere, bu maddede belirtilen idarî yaptırımlara karar vermeye mahalli mülki amir yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesinde: “Yapı; karada ve suda, daimî veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesisler” olarak tanımlanmıştır. 3194 sayılı Yasanın 32. ve 42. Maddelerine göre de imar mevzuatına aykırı yapılaşmalar nedeniyle işlem tesis etmeye belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde belediyeler yetkilidir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine göre, 3621 sayılı Kıyı Kanunu kapsamında bulunan alanlarda ruhsatsız ve/veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerinin; kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri nitelikteki engeller hakkında ise, 3621 sayılı Kıyı Kanununun 15/1. maddesi hükmünün uygulanması ve bu madde uyarınca mahalli mülki amir tarafından işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Buna göre kıyı ve sahil şeridinde iskele, bar, beton duvar, tenis kortu, restaurant ve oturma alanları gibi işgallerin 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri uyarınca yapı niteliğinde tesisler olduğu ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun 15. maddesinde sayılan ihlallere uymadığından belediyelerce işlem tesis edilmesi gerekmekte olup kaymakamlık ya da valiliğin yetkisi bulunmamaktadır.