Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu ile 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun en önemli amaçlarından biri de kamu düzen ve güvenliğini, toplum barış ve huzurunu korumaktır. Yine bu amaçla düzenlenen suç tiplerinden biri de kişilerin huzur ve sükununu bozma suçudur.
TCK’nın “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı kısmının yedinci bölümünde “Hürriyete Karşı Suçlar” arasında düzenlenmiştir.
TCK md.123’e göre “Sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kişiye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir”
Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun maddi unsuru; belirli bir kimseye ısrarla telefon edilmesi veya gürültü yapılması ya da hukuka aykırı bir başka davranışta bulunulmasıyken; bu suçla korunan hukuki yarar cinsel taciz suçundan farklı olarak, ısrarlı davranışlarla kişilerin rahatsız edilmeden sükûn içerisinde, huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama haklarıdır. Suç oluşturacak eylemler bakımından herhangi bir sınırlama getirilmediğinden, seçimlik hareketli bir suçtur. Suçun manevi unsuru ise özel kast olup, eylemin sırf başkalarının huzur ve sükûnunu bozmak amacıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir. Olası kastla ya da taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu’nun Gerekçesi
Madde, belirli bağımlı hareketlerle kişilerin huzur ve sükûnlarının bozulması hususunda gösterilen çabaları cezalandırmaktadır.
Suçun maddi unsuru bir kimseye ısrarla, gece gündüz demeden telefon edilmesi veya ona karşı ısrarla gürültü yapılmasıdır. Örneğin oturulan apartmanın alt veya üst katında sürekli olarak bir şeyler çalarak gürültü yapılması gibi.
Ancak bu hareketlerin sırf mağdurun huzur ve sükununu bozmak maksadıyla yapılması gerekmektedir. Böylece madde, suçun oluşması için özel bir maksatla hareket edilmesi şartını getirmektedir.
Dikkat edilmelidir ki, bu suç tanımıyla cezalandırılan fiiller, kişiler üzerinde uygulanacak maddi veya cebri bir müdahale niteliği taşımamaktadır. Bu suç tanımı ile kişilerin psikolojik, ruhsal sükûn içinde yaşama hakkı korunmaktadır.
Yapılan etkinlikler sonucu mağdurun dengesi bozulduğu örneğin ruhsal bir teşevvüşe uğradığı hallerde ise, kasten yaralama suçu söz konusu olacaktır. Maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kavuşturulması, suçtan zarar görenin şikâyetine bağlıdır.
Cinsel Amaçla Hareket Edilmesi Halinde Huzur Ve Sükunu Bozma Suçu Oluşur Mu?
Davranışın suç kapsamına girmesi için belirleyici olacak unsur “ısrar” dır. Sayılan davranış ve fiillerin, fail tarafından ısrarlı olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Bir kaç arama, mesaj ya da gürültüyü bu kapsamda değerlendirmek mümkün olmayacaktır. Aynı zamanda cinsel taciz, tehdit gibi farklı suçlardan da ayrıştırmak gerekir.
Cinsel taciz suçunun maddi unsuru, bir kimseyi cinsel amaçlı olarak rahatsız etmektir. Suçun manevi unsuru ise kast olup, failin cinsel amaç gütmesi, başka bir ifadeyle cinsel arzu ve isteklerini tatmin maksadıyla hareket etmesi gerekmektedir. Eylemin cinsel amaçla işlenip işlenmediği ya da hangi fiilin cinsel taciz suçunu oluşturacağı somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından takdir edilecektir. Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun maddi unsuru; belirli bir kimseye ısrarla telefon edilmesi veya gürültü yapılması ya da hukuka aykırı bir başka davranışta bulunulmasıdır. Korunan hukuki yarar; cinsel taciz suçundan farklı olarak ısrarlı davranışlarla kişilerin rahatsız edilmeden sükûn içerisinde, huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşama haklarıdır.
Bu ayrıma yönelik olarak Yargıtay; sanığın eylemlerinin kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunu mu, yoksa zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu mu oluşturacağının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlığı incelediği olayda şu şekilde karar vermiştir:
“Sanığı tanımayan, aralarında önceye dayalı herhangi bir husumet ya da kendi şeref ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için sebep bulunmayan katılanın aşamalarda birbiriyle uyum gösteren samimi, ısrarlı ve herhangi bir tereddüde mahal bırakmayan beyanı, bu beyanları doğrulayan tanık anlatımı, sanığın katılanın evini birkaç kere aradığı ve “çarşıda buluşalım, geçerken uğrarım” dediği yönündeki, tevilli ikrar olarak değerlendirilen savunması ve tüm dosya muhtevası göz önünde bulundurulduğunda, katılanın telefonunu değişik zamanlarda ısrarla arayarak söylediği; “evde misin canım seni çok özledim, eve geliyorum” şeklindeki sözlerin cinsel amaç taşıdığı ve eyleminin bir bütün halinde zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.”
Gürültü ve Rahatsız Etme Huzur ve Sükunu Bozma Kapsamında Değerlendirilir Mi?
Maddenin düzenlenişinden anlaşılacağı üzere münferit olarak işlenmiş gürültü ve rahatsız etme gibi durumların ilgili suç kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Fakat günlük hayatta özellikle komşular arasında sık sık karşılaşılan gürültü ve rahatsız etme, kabahatler kanununda ayrıca şu şekilde düzenlenmiştir :
Başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu fiilin bir ticarî işletmenin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye bin Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
Mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız eden kişi, elli Türk Lirası idarî para cezası ile cezalandırılır. Bu kabahatler dolayısıyla idarî para cezası vermeye kolluk veya belediye zabıta görevlileri yetkilidir.