Geçici Görevlendirme Nedir, Hukuka Aykırılık ve İptal Sebepleri Nelerdir?
Geçici görevlendirme, bir kamu kurumunun mevzuatla belirlenmiş olan görev alanı içinde yer alan ” geçici ” nitelikteki bir hizmeti; ya da, değişen ve gelişen sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sonucu olarak ortaya çıkan, henüz örgütsel altyapısı oluşturulmamış ve bir kadro ile ilgilendirilmemiş olan ” yeni bir kamu hizmetini ” yürütmek amacı ile durumu uygun olan kamu görevlilerinin, ” kadroları ile hukuki bağlarını sürdürmek ve belli bir süre ile sınırlı olmak üzere” atamaya yetkili amir tarafından geçici olarak görevlendirilmeleridir.
Bu işlemin kurulmasında, yukarıda nitelendirilen kamu hizmetlerinin yürütülmesi amaç edinilmeli; kamu yararı ile bağdaşmayan, örneğin kamu görevlisini görevinden fiilen uzaklaştırmak veya onu cezalandırmak gibi hizmet gereklerine ters düşen bir sonuç amaçlanmamalıdır. Kamu hizmetinin yürütülmesinde, memurun bir başka yerde geçici görevle görevlendirilmesi, olağan bir yöntem olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından zorunluluk bulunması halinde istisnai olarak başvurulabilecek bir müessesedir.
Geçici görevlendirmede, prensip olarak idarenin takdir yetkisi bulunmakla birlikte, bu yetki mutlak ve sınırsız bir yetki olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlıdır. Geçici görevlendirme işlemlerinin hukuken geçerli bir nedene dayanması gerektiği ve bu işlemlerin diğer idari işlemler gibi idari yargı mercilerinde hukuksal denetime tabi tutulacağı idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Buna göre, geçici görevlendirmeyi haklı kılabilecek, kamu yararı ve hizmet gereklerine yönelik bir gerekçe olmaksızın ve belirli bir süre sınırı belirtilmeksizin, ilgilileri pasifize etmek ya da kadroları ve birimleriyle olan bağlarını koparmak maksadıyla geçici görevlendirmenin yapılamayacağını belirtmek gerekir.
Kamu Görevlilerine Sehven Yapılan Maaş, Döner Sermaye, Ek Ders Ücreti, Ek Ödeme Gibi Parasal Haklar Sonradan Geri Alınabilir Mi?
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 22.12.1973 tarih ve E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararında, “yokluk, butlan, açık kanunsuzluk ve ilgilinin yalan beyanına dayananlar ayrık olmak üzere, diğer kanunsuz idari işlemlere dayanılarak ödenmiş paraların, paranın ilk ödendiği tarihten itibaren idari dava açma süresi içinde geri istenebileceği” belirtilmiştir.
Buna göre ilgililer ödemenin yapılmasına gerçek dışı beyan ve hileleriyle sebebiyet vermemiş ise anılan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı uyarınca, ilk ödeme tarihinden itibaren 60 gün içinde, ödenen meblağın geri istenmesi mümkün olup, önceki dönemlerde yapılan ödemelerin geri istenilmesi hukuka aykırıdır.